Kur”an-ı Kerim”de Ali (a.s)-2

Bu konuda şöyle rivayet edilir: Bir gün Resulullah sallallah’u aleyhi ve âlih Gadir-i Hum’da halkı topladı; günlerden Perşembe’ydi. Sonra halkı Ali b. Ebutalib’e -itaate- davet etti. Sonra Ali’nin kolundan tutarak kaldırdı, öyle ki koltu altının beyazlığı görüldü; sonra buyurdu ki: “Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır; Allah’ım! Onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol, ona yardım edene yardım et, yardım etmeyerek yalnız bırakanı yalnız bırak.” Sonra henüz insanlar dağılmamıştı ki, “Bu gün sizin için dininizi kemale erdirdim…” ayeti nazil oldu. Bunun üzerine Resulullah sallallah’u aleyhi ve âlih buyurdu ki: “Allah-u Ekber! Din kemale erdirildi; nimet tamamlandı; Allah benim risaletime ve Ali’nin de velayetine razı oldu.”[1]

Resulullah sallallah’u aleyhi ve âlih’in şairi Hessan b. Sabit-i Ensari o hazretten izin aldıktan sonra bu tarihi olayı nurlu kelimelerle kaydetmiş, o hazret izin verdikten sonra şöyle demiştir:

Haykırdı peygamberleri Gadir-i Hum’da

Sesini herkese duyurduğunda

Dedi ki: Kimdir sizin mevlanız, kimdir veliniz

Dediler ki: Bu konuda nedir bizim haddimiz

Sensin bizim mevlamız, sensin velimiz

Bu gün asla sana karşı gelmez dilimiz

Sonra dedi ki: Kalk ey Ali; dur ki ayakta

İmam ve hâdi olarak beğendim seni benden sonra

Ben kimin mevlasıysam Ali velisidir onun

Ona gerçek yardımcılar, dostları olun onun

Sonra dua etti: Allah’ım! Sev Ali’yi seveni

Düşman bil Ali’yi düşman bileni.[2]

Emirulmüminin Ali aleyhisselam’ın kasidesinin başlangıcında ise şöyle geçer:

Muhammed peygamber kardeşimdir, mislimdir

Şehidlerin efendisi Hamza benim amcamdır

Devamında da buyuruyor ki:

Farzetti size sevgimi benim

Gadir-i Hum’da Resul-i Emin

Eyvahlar olsun, eyvahlar olsun, eyvah

Bana zulümle huzuruna çıkan Rabb’imin[3]

2- “Ey Elçi! Rabb’inden sana indirileni duyur; eğer bunu yapmazsan, O’nun elçiliğini duyurmamış olursun. Allah seni insanlardan korur.”[4]

Bu ayet, yukarıdaki ayetin münasebetiyle Emirulmüminin Ali aleyhisselam’ın velayeti hakkında nazil olmuştur. Vahidî, Ebu Said-i Hudri’ye ulaştırdığı senediyle şöyle der: Bu ayet Gadir-i Hum’da Ali b. Ebutalib hakkında nazil olmuştur.[5]

Siyutî ve Şevkanî, İbn-i Mesud’dan şöyle rivayet ederler: Resulullah sallallah’u aleyhi ve âlih hayattayken biz, “Ey Elçi! Rabb’inden sana indirileni -Ali’nin müminlerin velisi olduğunu- duyur; eğer bunu yapmazsan, O’nun elçiliğini duyurmamış olursun. ” şeklinde okurduk.[6]

3- “Sizin veliniz, ancak Allah, O’nun Elçisi ve namaz kılıp ve rüku halinde sadaka veren müminlerdir.”[7]

…………………………….

[1] – Bkz. Menakıb-i Harezmî, s.80, Maketl-i İmam Hüseyin aleyhisselam -Harezmi-, s.47; TercümetTercemet-i İmam Ali aleyhisselam -İbn-i Asakir-, c.2, s.75/577-580; Tarih-u Bağdat, c.8, s.290; Tarih-i Yakubî, c.2, s.43; Şevahid-ut Tenzil, s.157/210-215; Menakıb-i İbn-i Meğazili, s.19; Tezkiret-ul Havas -İbn-i Cevzî-, s.29; Feraid-us Simtayn, c.1, s.315; Durr-ul Mensur -Siyutî-, c.2, s.259; el-İtkan -Siyutî-, c.1, s.75.

[2] – el-İrşad -Şeyh Mufid-, c.1, s.177, Kum-Muesseset-u Âl-i Beyt, 1. baskı; Fusul-ul Muhtar -Şeyh Mufid-, s.209 ve 235, Kum-Mektebet-ud Daveri, 4. baskı; el-Emali -Şeyh Saduk-, s.460/3 meclis 84; el-Menakıb -Harezmi-, s.80; Maktel-i İmam Hüseyin aleyhisselam -Harezmi-, s.47; Tezkiret-ul Havas -İbn-i Cevzi-, s.33; Menakıb -İbn-i Şehraşub-, c.3, s.27; Kenz-ul Fevaid -Keracekî-, c.1, s.268, beyrut-Dar’ul Ezvâ; Keşf-ul Gumme -Arbili-, c.1, s.319; A’lam-ul Vera -Tabersi-, c.1, s.262; et-Taraif -İbn-i Tavus-, s.146; Kifayet-ut Talib, s.64; Feraid-us Simtayn, c.1, c.73-74; Allame Eminî bunu el-Gadir adlı eserinde, c.2, s.34’de 38 kanalla tahriç etmiştir.

[3] – Kenz-ul Fevaid -Keraceki-, c.1, s.266; Tezkiret-ul Havas -İbn-i Cevzi-, s.102; el-İhticac -Tabersi-, , s.180; Fusul-ul Muhimme -İbn-i Sabbağ-, s.32; Ravzet-ul Vaizin, s.87; Kenz-ul Ummal, c.13, s.112; Muhtasar-u Tarih-i Dimaşk -İbn-i Menzur-, c.18, s.77; Allame Emini, el-Gadir adlı eserinde, c.2, s.25’de bunu 37 kanalla tahriç etmiştir.

[4] – Mâide, 67.

[5] – Esbab-un Nüzul, s.115.

[6] – Durr-ul Mensur, c.2, s.298; Feth-ul Kadir -Şevkani-, c.2, s.60.

[7] – Mâide, 55.

…………………………….

tebyan.net