İmamet makamı”, “Nübüvvet makamı”ndan daha yüksektmidir? (2)

Souru: İmamet makamı”, “Nübüvvet makamı”ndan daha yüksektmidir?

Cevap:
İmamet makamı”, “Nübüvvet makamı”ndan daha yüksektir. Ama İmamların (a.s) makamı, İslam Peygamberinin (s.a.a) makamından daha yüksek değildir.
Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.
Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim’e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)’e 72 harf verilmiştir ve bunların bilgisi Peygamber vasıtasıyla tümüyle Ehl-i Beyt İmamlarına intikal etmiştir.

Dini öğretilerde peygamberlerin, evliya ve imamların kendilerine özgü makamları vardır. Masum İmamların (a.s) Hz. Muhammed (s.a.a) dışında bütün peygamberlerden üstünlüğü ispat edilebilir. Biz bunun bazı delillerine işaret edelim:
1- İmamet makamının peygamberlikten üstünlüğü: Kur’an-i Kerim Hz. İbrahim hakkında şöyle buyuruyor: “Hani Rabbi İbrahim’i birtakım kelimelerle denemiş, o da tam olarak onları yerine getirmişti. (İşte o zaman Allah,) “Ben seni insanlara imam (önder) kılacağım.” dedi. (İbrahim,) “Benim soyumdan da.” dedi. (Allah,) “Benim ahdim (imamet makamı) zalimlere erişmez.” dedi. Bakara: 124
Allame Tabatabi bu ayetin tefsirinde şöyle diyor: Hz. İbrahim ömrünün son dönemlerinde ve değişik imtihanlarda başarılı olduktan sonra imamet makamında erişti. Oysa o bu makama erişmeden önce peygamberlik makamını taşıyordu ancak henüz imamet makamını taşıyacak kapasiteye ulaşmamıştı.
2- İmam kendine verilmiş melekut alemine ait güçle hidayet işini üstlenir. İmamet gerçekte onun kulların ilerlemesine yön verme gücüdür. Onun hidayeti peygamberler ve müminler gibi sırf kılavuzluk ve öğüt yoluyla yapılan bir hidayet değildir. İmam’ın hidayeti ise halkın elinden tutup onu doğru yola ulaştırmaktır.
3- Hz. İsa ulu’l-azm peygamberlerdendir ve peygamberlik makamını taşır o Hz. Mehdi zuhur edince gökten iner ve namazda Hz. Mehdi’ye uyar. Meclisi, Biharu’l-Envar, tercüme-i devani,
Bu konunun açılaması şöyle yapılır: Kur’an ve sünnet ölçüleri uyarınca ve hikmet-i mutealiye kurallarına göre ilahi isimler makamıyla vasıflanmış bir kimse, kuramsal bir makam olan peygamberlik makamına erişmese de diğer yönlerden peygamberden üstün olabilir. Bu şuna benzer bir kimse yargı makamına erişmiş olabilir ama bu o dönemde ilim ve diğer erdemler yönünden ondan daha üstün kimsenin var olmadığına delil olmaz. Çünkü yargı makamı kuramsal ve geçici bir makamdır. Buna göre Hz. İsa (a.s) teşrii yetki bakımından daha üstün olmasına rağmen Hz. Mehdi (a.s) tekvini velayet makamı bakımından daha üstündür. Bu yönde o Hz. Muhammed dışında Hz. İsa gibi diğer ulu’l-azm peygamberlerden daha üstündür.
Bunun diğer bir örneği de Kur’an’da açıklandığı gibi Hz. Musa’nın Hz. Hızır’a uyması ve ondan öğrenim görmesidir. Bu ayetlerde açıklandığı üzere peygamberlik ve imamet makamına sahip olan, kelimullah ve ulu’l-azm bir peygamber olan Hz. Musa kitap ve şeriat sahibi olmayan ancak ledunni ilme sahip olan Allah’ın kullarından bir kuldan öğrenim görmek için onunla birlikte olmasını kabul etmesini istiyor. Ama Hz. Hızır “Asla sen benimle birlikte olmayı tahammül edemezsin” demiştir. Hatta daha sonra kendisine “Sana benimle birlikte olmayı tahammül edemezsin, söylemedim mi” veya “Benimle birlikte olamazsın” diyerek daha şiddetli bir şekilde ona hitap etmiştir. Kehf: 60-82
4. Hadislere göre ism-i azam yetmiş üç harften ibarettir ki bunlardan bir harfi Asif b. Berhiya biliyordu, Hz. Musa dört harfini Hz. İbrahim sekiz harfini Hz. Nuh on beş harfini ve Hz. Adem 25 harfini biliyordu Hz. Muhammed 72 harfini biliyor ve ondan sonraki on iki imam da yine bu 72 harfi biliyorlardı.
5. Peygamberlerin elinde olan bütün araçlar örneğin Hz. Musa’nın asası Resulullah (s.a.a)’dan bir miras olarak imamlara ulaşmıştır ve şimdi Hz. Mehdi’nin yanındadır. Usul-i Kafi
Hz. Peygamber (s.a.a)’in taşıdığı bütün yüce erdem ve özellikler Ehl-i Beyt imamlarına da ulaşmış ve onlar da ona sahiptirler. Sadece imamlar peygamber değildirler. Resulullah (s.a.a) Hz. Ali (a.s)’a hitaben şöyle buyurmuştur: “Benim gördüğümü sen de görüyor; benim duyduğumu sen de duyuyorsun, ancak sen peygamber değilsin.” Seyyid Rezi, Nehcu’l-Belaga, Hutbe, 192, (Kasia Hutbesi)
Yine İmam Hasan (a.s) şöyle buyurmuştur: Önceki insanlardan (yani peygamberler, vasiler ve velilerden) hiçbiri peygamberlik fazileti dışında hiçbir şeyle imamdan öne geçmemişlerdir.” Mesudi, Murucu’z-Zeheb. c. 1 s. 341
Buna göre Son Peygamber’in bütün peygamberlerden üstün olduğu gibi Şia’nın inandığı on iki masum imam da Son Peygamber dışında bütün peygamberlerden üstündürler.

İmam Cafer Sadık’tan (ruhum ona feda) gelen bir hadis-i şerifte, İbrahim’in her ilahi imtihanda başarılı olmak için daha yüksek bir makama ulaştığı; İlk aşamada “Abdullah” oldu. Daha sonra “Nebiullahi”, sonra “Resulullahi”, “Halilullahi” ve son olarak da “İmamet” makamına ulaştı.
Ama canım feda olsun imamlarızda hepsi miras olarak var nebilikten hariç.