Hz. Ali ve Hz. Fatıma”nın Nikahı

Ali ve Fatıma’nın Evlenmelerinin Gökten Emredilmiş Olması

İbn Ebi’l-Hadid şöyle der: “Hz. Peygamber’in (s.a.a) Ali’yi Fatıma ile evlendirmesi, Allah’ın gökte meleklerin şahitliğinde Ali’yi Fatıma ile evlendirmesinden sonra gerçekleşmiştir.”[1]

Cabir b. Abdullah’ın şöyle dediği rivayet edilir: “Resulullah (s.a.a) Fatıma’yı Ali (a.s) ile evlendirdiği zaman, Allah onları Arş’ının üzerinde evlendirmişti.”[2]

İmam Muhammed Bâkır’dan (a.s) şöyle rivayet edilir: “Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

Nikâh Akdi

Enes anlatıyor: Resulullah’ın (s.a.a) yanında oturduğum bir sırada, vahiy geldiği sıralardaki baygınlık hâli gerçekleşti. Kendine gelince şöyle dedi: “Ey Enes! Cebrail’in, Arş’ın sahibinden bana ne getirdiğini biliyor musun?” Dedim ki: “Allah ve Resulü daha iyi bilir. Anam-babam sana feda olsun. Cebrail ne getirdi?” Buyurdu ki: “Allah bana Fatıma’yı Ali ile evlendirmemi emretti. Git, muhacirleri ve ensarı bana çağır.” Gidip muhacirleri ve ensarı çağırdım. Herkes oturduktan sonra Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle dedi: “Nimetlerinden dolayı hamdedilen, kudretinden dolayı ibadet edilen, saltanatından dolayı itaat edilen, katındaki nimetlerden dolayı arzu edilen, azabından dolayı sakınılan, yerinde ve göğünde emirleri yürürlükte olan, mahlukatı kudretiyle yaratan, hükümleriyle onları birbirinden ayrı ve farklı kılan, diniyle onları aziz yapan, peygamberi Muhammed’le onlara lütufta bulunan Allah’a hamdolsun. Hiç şüphesiz Allah, evlilik yoluyla gerçekleşen akrabalığı nesebin devamının vesilesi ve akrabalığın bir çeşidi kılmıştır. Allah’ın emri kazâsına uygun gerçekleşir, kazâsı ise kaderine dayanır. Her takdirin de bir süresi vardır. Ve her süre de yazılmıştır: ‘Allah dilediğini siler, dilediğini de yerinde bırakır. Ana kitap O’nun katındadır.’ Haberiniz olsun! Allah bana Fatıma’yı Ali ile evlendirmemi emretti. Eğer Ali buna razı olursa, benim onu dört yüz mıskal gümüş karşılığında Fatıma ile evlendirdiğime şahit olun.”

Ali orada yoktu. Resulullah (s.a.a) onu bir iş için bir yere göndermişti. Sonra Resulullah (s.a.a) içinde taze hurma bulunan bir tabak getirmelerini emretti. Tabağı önümüze koydu, “Yiyin.” dedi. Biz taze hurmaları yerken Ali (a.s) çıkageldi. Resulullah (s.a.a) ona bakıp gülümsedi, sonra şöyle dedi:

“Ey Ali! Allah bana, Fatıma’yı seninle evlendirmemi emretti. Onu, eğer kabul edersen, dört yüz mıskal gümüş karşılığında seninle evlendirdim.” Ali şöyle dedi: “Razıyım, ya Resulallah!” Sonra Ali bir kenara çekilip Allah için şükür secdesine kapandı. Ardından şöyle dedi: “Beni, mahlukatın en hayırlısı Resulullah Muhammed’e sevdiren Allah’a hamdolsun.” Resulullah (s.a.a) da şöyle buyurdu:

Enes der ki: “Allah’a yemin ederim ki, Allah, onlardan çok sayıda tertemiz nesiller meydana getirdi.”[4]

…………………….

[1]- Şerh-u Nehci’l-Belâğa 9/193; farklı bir açıklamayla Zehairu’l-Ukba, s. 40-41.

[2]- Biharu’l-Envar, 43/142.

[3]- Biharu’l-Envar, 43/145.

[4]- Kifayetu’t-Talib, bab: 78, s.298; el-Menakıb, 3/351, Hz. Fatıma’nın evliliği bölümü; Keşfü’l-Gumme, 1/348-349; Zehairu’l-Ukba, s.41.

………………….