Ayet ve hadislerle övülen İmam Ali (a.s)

İmam Ali Efendimiz çocukluğundan beri vahyin kucağında ve terbiyesinde yetişen, Allah’ın evi Kâbe’de doğan eşsiz bir insandı…

İmam Ali (a.s.), Hz. Peygamber’e vahiy geldiği anları dahi hissederdi. İmam Ali (a.s.), Hz. Peygamber (s.a.a.) ile risaletten önce de sık sık Hira’ya gitmekte idi. İmam Ali (a.s.) bu hali şöyle anlatmaktadır: “Ben çocukluk çağlarında Hira Dağı’nda Hz. Peygamber’in yanında iken O’ndan dökülen vahiy ve risalet nurunu görüyor, O’nun nübüvvet kokusunu duyuyordum.” (Şerh-i Nehc’ül-Belağa, İbn-i Ebi’l-Hadid, c.13, s.197).

İmam Ca’fer es-Sâdık (a.s.) buyuruyor ki: “Emirü’l-Mü’minîn, İslam Peygamberi’nin bi’setinden önce risalet nurunu görüyor ve vahiy meleğinin sesini duyuyordu.”

İbn Abbas’ın rivayetine göre, Hz. Ali hakkında tam 300 ayet nazil olmuştur. İmam Ali, bine yakın hadis ile de övülmektedir.

İmam Ali Efendimiz hakkında inen ayetlerden bir demet…

Hz. Peygamber’in (a.s.) Mekke’yi terkinden sonra Hz. Ali (a.s.) kendisinden üç gün sonra Hz. Fâtıma ve diğer kadınlarla beraber yola çıkmıştı. Kendisini yolundan döndürmek isteyenlere karşı verdiği mücadeleden bir sahne şöyledir:

“Sonra kendisi yaya olduğu halde, atlılara doğru saldırdı. Atlılar korkuyla O’nun önünden kaçıştılar. ‘Ey Ebu Tâlib’in oğlu! Bize saldırmaktan vazgeç’ dediler.

Hz. Ali (a.s.) bunun üzerine, ‘Ben kardeşim ve amcamın oğlu Resûlullah’ın (s.a.v.) yanına gidiyorum. Kim etini doğramamı ve kanını dökmemi istiyorsa bana yaklaşsın’ dedi.

Atlılar elleri boş geri dönerken, Hz. Ali (a.s.) ve yanındakiler tekrar yola koyuldular. Nihayet Dacnan Köyü’ne vardılar. Orada kendilerine zayıf Müslümanlardan oluşan bir grup katıldı. Geceyi orada geçirdiler. Gece boyunca kendisi ve Haşimoğulları’nın kadınları ayakta, oturarak ve yanları üzere yatarak namaz ve Allah’ı zikirle meşgul oldular.

Onlar daha Medine’ye varmadan haklarında, ‘Onlar ayakta, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı zikrederler, göklerin yerin yaradılışı hakkında derin düşünürler. Bunun üzerine Rableri, onların dualarını kabul etti. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, Benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar. Onları cennete koyacağım. Allah ki, karşılığın güzeli O’nun katındadır’ (Âl-i İmran, 191-195) ayetleri nâzil oldu.” (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.277-278).

Ebu Basir,İmam Muhammed Bakır’dan “Valideyninize iyilik edin”(Nisa 36) ayeti hakkında şöyle nakletmiştir: “İki babadan birisi Hz. Resûlullah, diğeri ise Hz. Ali’dir.”

“Biz her şeyi apaçık bir ‘imam’da saymışızdır” (Yasin 12) ayeti ile ilgili İmam Cafer Sadık babası ve dedesinden (Hz. Hüseyin) şöyle rivayet etmektedir. Bu ayet indiğinde, Hz. Ömer ve Ebubekir, Resûlullah’a şöyle sordular: “Ya Resûlullah! Kur’an’da geçen bu imam, Tevrat, İncil, Zebur veya Kur’an mıdır?” Resûlullah,”Hayır” dedi. O sırada İmam Ali Resûlullah’ın huzuruna geldi ve Allah Resulü şöyle buyurdu: “İşte Allah’ın her şeyin ilmini içinde saydığı imam budur.

(Yenabiül Mevedde, s 77- Biharul Envar s 427 – Fahri Razi Tefsir – Celaluddin Suyuti Tefsir)

Ahzab Suresi 25. ayeti kerime: “Şanı yüce olan Allah cenkte mü’minlere kifayet etti.” Büyük muhaddis Suyuti ve Abdullah bin Mesud, bu ayeti kerimenin Hendek savaşında İmam Ali hakkında indiğini beyan ederler. Nitekim Hendek savaşında Müşriklerin meşhur pehlivanı Amr bin Abduved, hakaretlerle İslam askerlerinden er talep ettiğinde, hiç kimse ona karşı savaşmaya cesaret gösteremeyince; o zamanlarda daha yeni yetişmiş bir genç olan İmam Ali, Resûlullah’tan izin isteyerek o kâfirin işini bitirmişti…

Hz. Ali, savaş meydanına çıktığında Resûlullah, “İmanın tamamı, küfrün tamamının karşısına çıktı” buyurmuştu.

Hz. Peygamber’in bir hadisi ile bitirelim: “Eğer yer ve gökler bir kefeye, Ali’nin imanı da başka bir kefeye konulsa; hiç şüphesiz Ali’nin imanı ağır basar.” (Bihar’ül-Envar, c.104, s.3; Menakıb-u Ali bin Tâlib, s.289).

Allah şefaatlerinden ayırmasın.

.

……………..

yenimesaj.com.tr