Kutlu Doðum ve Vahdet Haftasý

Ýslam peygamberi Hz. Muhammed (sav) tarih boyunca her zaman Müslümanlarýn vahdeti ve birlikteliðinin en önemli halkasýný oluþturmuþtur.

Tüm Müslümanlarýn bu mübarek varlýða yönelik inancý aþk ve sevgi ile beraber olduðundan Hz. Muhammed (sav) Müslümanlarýn duygu ve inançlarýnýn ana ekseni olmuþtur.

Gerçekte Allah resulü (sav) çeþitli Ýslami mezheplerin yakýnlýðý ve Müslümanlarýn gönüllerinin birleþmesinin sebeplerinden biridir. Ehli Sünnet’e göre Peygamberimiz (sav) Rebiülevvel ayýnýn 11’ini 12’sine baðlayan gece dünyaya gelmiþtir. Ehlibeyt kaynaklarýnda ise bu tarih 16’sýný 17’sine baðlayan gecedir. Buna göre iki rivayete göre Ýslam peygamberi (sav)’in doðum günü olarak bilinen Rebiulevvel ayýnýn 12 ile 17. günleri arasý, vahdet haftasý olarak adlandýrýlmýþtýr. Dünya Müslümanlarý Allah resulü (sav)’in mübarek varlýðý ekseninde birleþmeyi ve böylece Ýslam dünyasýnýn güçlü bir vahdetle ilerleyip geliþmesini arzu etmektedir.

Peygamber’in Doðum Tarihi

Siyer yazarlarýnýn umumu, aziz Peygamberimizin “Am’ül-Fil” de (Fil Yýlý) yani Miladi 570 senesinde doðduðunu yazarlar. Çünkü Hazret, kesin olarak 632 Miladi yýlýnda 62 veya 63 yaþýnda vefat etmiþtir. Buna göre doðumu takriben miladi 570’de olmalýdýr.

Muhaddisler ve tarihçilerin çoðu, Peygamber’in doðumunun Rebi’ül-Evvel ayýnda olduðunda ittifak etmiþ, fakat gününde ihtilafa düþmüþler. Þii muhaddisler arasýnda Rebi’ül-Evvel ayýnýn 17’sinde cuma günü fecirden sonra doðduðu meþhurdur. Sünnilerin arasýnda ise Rebi’ül-Evvel’in 12’sinde pazartesi günü doðduðu meþhurdur.

Özellikle Ýslam Peygamber’inin ve genelde dini rehberlerimizin çoðunun doðum ve ölüm günlerinin kesin olarak belli olmamasý, gerçekten de çok üzücüdür. Bu yüzden de bayram ve yas günlerimizin birçoðu tarihi açýdan kesin deðildi. Hâlbuki Ýslam âlimleri, Ýslam tarihinde vuku bulan olaylarý genelde büyük bir özenle kaydetmiþlerdir.

Ad Koyma Merasimi

Yedinci gün gelip yetmiþti. Abdulmuttalib, Allah’ýn þükrünü yerine getirmek için bir koyun kesti ve bir grubu davet ederek görkemli bir merasim düzenledi.  Kureyþ’in hepsinin bulunduðu bu merasimde Abdulmuttalib, torununa “Muhammed” adýný koydu. Ona: “Niçin evladýnýza “Muhammed” adýný seçtiniz, hâlbuki bu ad Araplar içerisinde adet deðildir” diye sorulduðunda: “Göklerde ve yerde beðenilsin, övülsün diye bu adý koydum” diye cevap verdi. Bu hususta Resulullah’ýn þairi Hassan b. Sabit þöyle diyor.  “Allah onu (Peygamberi) teclil için, adýný kendi adýndan seçti. Arþ’ýn sahibi olan Allah “Mahmud”dur. (Övülmüþ, beðenilmiþ, güzel sýfatlar sahibi), bu da “Muhammed”dir, (övülmüþ, beðenilmiþ)

Þu kesindir ki; bu adýn seçilmesinde gaybi ilhamýn tesiri olmuþtur. Çünkü Araplar arasýnda bu adla pek az kiþiler adlandýrýlmýþtý. Bazý tarihçilerin dakik araþtýrmalarýna göre, o zamana kadar sadece 16 kiþi bu adla adlandýrýlmýþtý. Nitekim þair de bu konuda þöyle demiþtir:  “insanlarýn en üstünü olan Aziz Peygamberimizden önce “Muhammed” adýyla adlandýrýlanlarýn sayýsý on altýdýr.”

Açýktýr ki, bir ismin müsemmasý ne kadar az olursa, yanlýþlýk ve yanýlma da o kadar az olur. Semavi kitaplar, Peygamber’in adýný,  ruhi ve cismi alametlerini haber verdiðine göre Hazretin alametleri o kadar seçkin olmalýdýr ki, onu teþhiste hiçbir yanlýþlýk olmasýn. O alametlerin biri de Peygamber’in ismi olduðundan dolayý, bu isimle adlandýrýlanlar da o kadar az olmalýdýr ki, Peygamber’i teþhiste hiçbir þüpheyle karþýlaþýlmasýn, öbür alametlerde eklendiði zaman Ýncil ve Tevrat’ýn zuhurunu haber verdiði Peygamber kesin olarak tanýnsýn.

…………….

alulbeyt.com.tr