Seyyid Muhibb Ali Sadık nasıl Şii olduğunu anlatıyor
Ehli sünnet âlimlerinin sorulara cevap vermekten kaçınması, gerçeği bulmama neden oldu.
Ehli sünnet âlimlerinin sorulara cevap vermekten kaçınması, gerçeği bulmama neden oldu.
Kadiri tarikatından Ehlibeyt’in hak mezhebine ve On İki İmam Şiiliğine geçiş sürecine dair, Kürdistan Irak’tan müstebsir Sayın İsa Berzenci ile samimi bir görüşme ve röportaj gerçekleştirilmiştir. Kendisi, estebsarı (Şii olma sürecini) nasıl yaşadığını anlattı; bu bilgiler oldukça tatlı ve okunasıdır:
İbrahim Savada, 38 yaşındaki Japon tercümandır ve Kuran-ı Kerim’in 30. cüzünü Japoncaya çevirmiştir. Şii olan Savada, Kum’daki ilahiyat okulunda 7 yıl eğitim almış ve kendisiyle bir söyleşi gerçekleştirdik. Şimdi birlikte okuyalım:
Babam Sünni’dir, Sünni olmayın. Babam Şii’dir, Şii olmayın. Araştırın ve görün hangi mezhep hakikati ve aydınlığı ortaya koyuyor. Biraz mümkünse kendinizi tanıtabilir misiniz?
Kerbelayı Hayrettin Kanlı: İmamı olmayanın imanı yoktur.
Bismillahirrahmanirrahim Ben, Meksika’dan Sohi Enho Sakolin. Yaklaşık 10 yıldır İran’da yaşıyorum. Eşimle Meksika’da tanışıp evlendikten sonra, çocuklarımız doğduğunda İslam diniyle tanışmak için İran’a gitmeye karar verdik. Eşimle Meksika’da yaklaşık yedi yıl yaşadık ve Fatma, Saide ve Mehdi adında üç çocuğumuz oldu.
Şiiler Allah ile imamlar arasında fark olduğuna inanırlar mı? Soru: Şii âlimlerinin görüşleri esasınca Şiiler Allah ile masum imamlar arasında fark olduğuna inanır mı?
Soru: Peygamberlerin masum olduğu hususunda bir tereddüdümüz yoktur. Buna akıl yoluyla ve Kur’ân ve Sünnet’e dayanarak bir çok delil de yerinde zikredilmiştir. Ancak Peygamberlerin masumiyetini kabul etmeyen veya mutlak bir şekilde kabul etmeyen zevat, en çok da , Abese Suresinde anlatılan olayı kendilerine delil olarak göstermeğe çalışıyorlar. Şimdi soru şu: Acaba bu surede “Söz konusu […]
Taylandlı mühtedi hanımefendi, hidayet yolunun zorlukları ve tatlılıklarından bahsediyor.
Taylandlı mühtedi hanımefendi “Çelalay Akul Kıl” şöyle diyor: “Tayland’daki okullarda hicap (başörtüsü) yoktu ve başörtüm ilk başta okulun kurallarına karşı bir tür isyan ya da yetkililere inat olarak tanımlanıyordu. Ancak ben okul yetkililerine hicabın şeriatımızın bir parçası olduğunu ve beni okuldan atsalar bile başörtümü bırakmayacağımı söyledim. Sonunda, bazı okul yetkililerinin arabuluculuğuyla eğitimime devam ettim.”