Rahmet Günü Kurban Bayramý

Ýnsan, nefsanî istekler ve akýl seçenekleri arasýnda nefsanî istekleri seçtiðinde hayvanlýða doðru bir adým atmýþtýr öyle ki hayvanlardan bile daha aþaðý bir konuma düþmüþtür.

Rahmet Günü Kurban Bayramý
Kurban bayramý insanýn nefsine galip geldiði gündür.
Genel olarak canlý varlýklarý üç gruba bölebiliriz;
1- Sadece isteklerinin peþinde giden canlýlar yani hayvanlar.
2- Sadece aklýn dediðini yapanlar, yani melekler.
3- Nefsanî isteklerinin peþinde gittikleri gibi akýllarýnýn da dediklerini yapabilen canlýlar yani insanlar.
Ýnsan, nefsanî istekler ve akýl seçenekleri arasýnda nefsanî istekleri seçtiðinde hayvanlýða doðru bir adým atmýþtýr öyle ki hayvanlardan bile daha aþaðý bir konuma düþmüþtür. Zira hayvanlar, insanýn sahip olduðu akýl sermayesinden yoksundurlar ve iyi ve kötüyü ayýrt edemeden sadece nefsanî isteklerini yerine getiriyorlar oysa insan, akýl gücüne sahip olmasýna raðmen aklýný bir kenara býrakýp nefsanî isteklerinin peþinden gidiyor.
Ayný insan, akýl yolunu seçtiðinde ise melekler âlemine doðru bir adým atmýþtýr öyle ki meleklerden bile daha üstün bir makama ulaþmýþtýr. Zira melekler nefsanî istekler olmaksýzýn yegâne seçenekleri olan akýl’a uyar iken insanoðlu nefsanî istekler zincirini kýrýp aklýn yoluna giriyor. Dolayýsýyla meleklerin baþardýðýndan çok daha deðerli bir baþarýya imza atýyor ve iþte bu baþarý kutlamayý en çok hak eden baþarýdýr.
Sýcak ve uzun yaz günlerinde açlýk ve susuzluk insaný yiyip içmeðe sevk ederken insan bu isteklerini ayaklarýnýn altýna alýp aklýn gösterdiði yolda gidebiliyorsa ve ramazan orucuna vefalý kalabiliyorsa bu, kutlanmasý gereken büyük bir baþarýdýr.
Babalýk hissi ve çocuk sevgisi hazreti Ýbrahim’i, oðlu hazret’i Ýsmail’i korumaya ve ona zarar vermemeðe iterken akýl ve ilahi emir onu çocuðunu boðazlamaya itiyor ve bu iki istek arasýnda Allah’ýn rýzasýný seçen Hz Ýbrahim, bu büyük imtihandan baþarýyla çýkabiliyorsa bu gün kutlanmayý hak eden en büyük günlerden birisidir.
Hadislerimizde “Allah’a karþý gelinmediði gün, bayram günüdür” tabiri kullanýlýyorsa bunun anlamý iþte budur. Nefis ve isteklerinin ayaklar altýna alýnýp yalnýzca Allah’ýn rýzasý amaçlanan günlerden daha büyük bir bayram, daha büyük bir sevinç olabilir mi?
Kurban Nedir?
Hiç kuþkusuz “kurban” dediðimizde akla gelen ilk þey, kesilmeði bekleyen koç, koyun, sýðýr ve benzeri dört ayaklý hayvanlardýr. Ancak bu kelime altýnda çok deðerli bir anlam saklýdýr.
Kurban kelimesi, kelime olarak yaklaþtýrýcý anlamýndadýr. Peygamber efendimiz þöyle buyuruyor:  Namaz bütün muttakilerin kurbanýdýr. Bunun anlamý þudur: Bütün takvalý insanlar namaz ile Allah’a yaklaþýyorlar.
Kurban bayramýnýn doðuþ sebebi ve bu bayramýn geçmiþine baktýðýmýzda ise ayný tablo karþýmýza çýkýyor. Yani bu günü bayram eden þey aslýnda insaný bir nebze Allah’a yaklaþtýrmasýdýr. Dolayýsýyla kesilen kurbanlar ve bu günde yapýlmasý gereken diðer iþler ayný özelliði taþýmalýdýr. Yani insaný bir adým daha Allah’a yaklaþtýrmalýdýr.
Allah’a yaklaþmak derken kesinlikle zaman veya mekân bazlý bir yaklaþým’ý kastetmiyoruz zira ne Allah elle tutulabilen cismani bir varlýktýr ne de Allah ile insanlar arasýnda akrabalýk baðý söz konusudur. Dolayýsýyla Allah’a yaklaþmaktan bahsederken kastettiðimiz þey, Allah’ýn rahmetine adým atmak ve onun rahmetini kazanmaktýr.
Hac’a giden hacýlarýn Mina bölgesinde ve diðer insanlarýn diðer yerlerde yaptýklarý iþlem ve kestikleri kurbanlar, aslýnda nefis hayvanýný boðazlayýp yüce Allah’ýn rahmetine mazhar olmaktan baþka bir amaç taþýmamaktadýr ve taþýyamaz da. Zira aksi takdirde kasabýn her gün yaptýðý iþlem gibi bir iþlem olacaktýr ve hiçbir deðer taþýmayacaktýr.
Kurban ve kurban bayramýndan söz etmiþ iken bu günde sünnet olan iþleri söylemeden geçemeyeceðim.
Kurban bayramý günü, yani hacýlarýn Arafat çölünü geride býrakýp Mina bölgesinde yapýlmasý gereken amelleri yaptýktan sonra ihram giysilerini bir kenara býrakmadan önce kurbanlýk alýp kestikleri gün, Ýslam ümmetinin en büyük bayram günlerinden biridir.
Bu bayramýn diðer bir adý ise “îdul-Azha” yani “Azha” bayramýdýr. “Azha” kelimesi Arapçada güneþin yükseliþi anlamýndadýr. Güneþin yükseliþiyle birlikte yapýlmasý gereken sünnetlerden birisi boy abdesti almak ve hiç kuþkusuz bayram namazýdýr. Bayram namazýndan hemen sonra yapýlmasý gereken en önemli sünnetlerden birisi ise mali gücü olanlarýn en az bir kurban kesmesidir. Kurbanýn bekletilmeksizin kesilmesi gerektiðinin bir sebebi ise bu günde yenilmesi gereken ilk yiyeceðin kurban eti olmasýdýr.
Hadislerimizde “Sýla-yý rahim” olarak tabir edilen ve Türkçemizde akraba ziyareti olarak bildiðimiz ziyaretler ise günün diðer kýsmýnda insanlarýmýzýn zaten yaptýðý bu günün çok önemli diðer bir parçasýdýr.
Mübarek kurban bayramýnda yapýlmasý gereken sünnetler bunlarla sýnýrlý deðildir ve bugüne has çok deðerli diðer ameller ve dualar konuyla iliþkin geniþ eserlerde açýklanmýþtýr ancak bu yazýda bu kadarýyla yetinmek zorundayýz ve ilgilenenlerin bu konuda yazýlan geniþ eserlere baþvurmalarýný öneriyoruz.
Kurban kültürünün tarihçesi:
Kurban kavramýnýn tarihine baktýðýmýzda, günümüzde kültürümüzün ayrýlmaz bir parçasý haline gelen bu deðerli bayramýn çok eskilere dayandýðýný rahatlýkla söyleyebiliriz.
Ýlk insan, yani Hz Âdem’in iki oðlu arasýnda geçen diyaloga baktýðýmýzda açýkça kurban sözcüðünü görüyoruz.
Kuran’ý kerim bu olayý anlatýrken þöyle buyuruyor: Onlara, Âdem’in iki oðlunun kýssasýný gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmiþlerdi de birisinden kabul edilmiþ, diðerinden ise kabul edilmemiþti. (Kurbaný kabul edilmeyen kardeþ, kýskançlýk yüzünden), «Andolsun seni öldüreceðim» dedi. Diðeri de «Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder» dedi[1]
Ayeti kerimede kullanýlan “kurban” kelimesi, bu deðerli geleneðimizin, insanlýk tarihinin ilk günlerine dayandýðýný gösteriyor.
Hz Âdem ve ilk evlatlarýndan sonra, Hz Nuh’un döneminde bu geleneðin izlerine rastlýyoruz.
Zira hadis kaynaklarýmýzda ifade edildiði üzere Hz Nuh, büyük fýrtýnadan sonra bir mezbaha yaparak yüce Allah’a birçok kurban takdim etti.
Hz Nuh’tan sonra Hz Ýbrahim Halilullah’ýn döneminde kurban kavramý doruk noktasýna varýyor ve hepimizin bildiði olayla bütün semavi dinlerde büyük bir gün olarak yerini alýyor.
Bu olay Saffat suresinin 102–107 ayetlerinde açýklanmýþtýr.
Hz Musa’nýn dönemine gelince, Yahudilerin inancýna göre bu dönemde “kanlý ve kansýz” olmak üzere iki tür kurban yapýlýyordu.
Kanlý kurban ise kendi içinde üç bölüme ayrýlýyor ve üç þekilde yapýlýyordu.
1- Ateþe atýlýp derisi hariç bütün kýsýmlarý yakýlan kurban.
2- Günahlarýn telafisi için takdim edilen kurban, yani bir kýsmýný yakýp diðer kýsmýný ise din adamlarýna býraktýklarý kurban.
3- Kendi saðlýklarý için yaptýklarý kurban ve isterlerse kendileri de etinden yiyebilecekleri kurban çeþidi.
Kansýz kurban dedikleri kurban çeþidi ise canlý hayvaný çölde býrakmak eyleminden ibaretti ve cahiliye döneminde Araplar da Yahudilere bakarak bu uygulamayý ilah olarak inandýklarý putlarýna yaklaþmak için yapýyorlardý ancak Ýslam dini bu uygulamanýn yanlýþlýðýný açýkça ifade ederek bu yanlýþ âdetin haram olduðuna hükmetmiþtir.
Maide suresinde geçen “Bahire ve Saibe” sözcükleri bu hayvanlar için kullanýlmýþtýr ve bu ayette bu tür kurbanlýklar yasaklanmýþtýr.
Hýristiyanlýk inancýna gelince bu dinde Hz Ýsa, en büyük kurban olarak göze çarpýyor ve Hýristiyanlara göre Hz Ýsa kendisini kurban etmiþtir.
Cahiliye döneminde ise Mekke kentine gelen kabile reisleri ve Mekke’deki büyükler, kurban kesip putlara ve fakirlere sunmak geleneðine uyarak her yýl birçok kurban kesiyorlardý.
Kurban’ýn hikmeti nedir?
Kurban bayramýnda büyüklerimizden görüp de yaptýðýmýz iþlerin elbette ki en önemli yönü bu iþlerin felsefesi ve hikmetidir.
1- Allah rýzasý uðruna dünya malýndan vazgeçebilme becerisi.
Allah’a inanýyorum deyip de gecesini gündüzünü camide zikirde geçiren bir insan, elini cebine atýp da Allah yolunda dünya malýndan vazgeçemiyorsa kendisini inanmýþ addedemez.
2- Boðazlanan hayvan aslýnda boðazlanmasý gereken nefis hayvanýna iþarettir ve ferasetli insanlar akýl býçaðýyla nefis hayvanýný boðazlayarak bu günde sadece etini yedikleri hayvanla yetinmiyor kendi içlerindeki hayvaný da katlediyorlar.
3- Fakir ve aç insanlarýn doyurulmasý.
Yüce Allah kuraný kerimde þöyle buyuruyor:  Yan üstü yere düþtüklerinde ise, artýk (caný çýktýðýnda) onlardan hem kendiniz yiyin, hem de ihtiyacýný gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin.
Et bayramý diye de tabir edilen bu gün, belki de birçok insanýn et yiyebildiði nadir günlerden birisidir. Dolayýsýyla yüce Allah bu günde zengin-fakir, herkese et daðýtýlmasý gerektiðini emrediyor zira zengin görünüp de çok fakirce bir hayat süren insanlar da zengin bildiðimiz insanlar arasýnda olabilir.
Takva
Hiç kuþkusuz kurban konusunda en çok dikkat edilmesi gereken konu ve en çok peþinde olunmasý gereken amaç takvadýr.
Yüce Allah kuraný kerimde þöyle buyuruyor:  Onlarýn ne etleri ne de kanlarý Allah’a ulaþýr; fakat O’na sadece sizin takvanýz ulaþýr. Sizi hidayete erdirdiðinden dolayý Allah’ý büyük tanýyasýnýz diye O, bu hayvanlarý böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananlarý müjdele![2]

Kesilen kurban, insaný Allah’a yaklaþtýrýyorsa geçek kurbandýr, nitekim kýlýnan namaz da insaný Allah’a yaklaþtýrýyorsa gerçek namazdýr aksi takdirde eðilip kalkmaktan farksýzdýr.
Kurbanla gerçek anlamda Allah’a yaklaþan kullardan olmamýz dileðiyle.