Mübahele, İslam’ın Hakkaniyetini İspat Eden Harikulade Olay
24 ,Zilhicce İslam Peygamber’inin (s.a.a) Necran Hristiyanlar ile mübahele yaptığı günün yıl dönümüdür.
24 ,Zilhicce İslam Peygamber’inin (s.a.a) Necran Hristiyanlar ile mübahele yaptığı günün yıl dönümüdür.
Mübahele (Arapça: المباهلة; Al-Mobahaleh), karşılıklı beddua ve lanetleşmek anlamına gelir. Kendisini haklı bilen iki kişi veya iki grup, birbirlerinin karşısında Allah’ın huzurunda ağlayarak niyaz etmekte, O’ndan yalancıya lanet etmesini istemekte ve bu şekilde kimin haklı olduğu ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı, İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a) Necran Hristiyanlarına mübahele önerisinde bulunmuş ve onlar da kabul etmişlerdir. Ancak kararlaştırılan gün gelip çattığında bu işten […]
BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE değerli kardeşlerimiz, inşaAllah bu çalışmamızda Mübahele ayeti dediğimiz Al-i İmran suresinin 61-ci ayetinin tefsirini yine sahih hadisler ışığında ve belgeli bir şekilde sizlerle paylaşacağız. Allah c.c bu ayette buyuruyor ki:
Mübahele ayeti, Resulullah (sav), kendilerinin hak üzere olduklarını ve kendi dinlerinin geçerliliğini iddia eden Necran hıristiyanlarının elçileri arasında geçen tartışma üzerine nazil olmuştur.
Mubahele Ayeti (Arapça: آية المباهلة); Al-i İmran Suresinin 61. ayetidir. Ayet, Hz. Resulü Ekrem’in (s.a.a) Necran Hristiyanları ile yaptığı mubahele vakıasına işaret etmektedir. Şii müfessirler ve bazı Ehlisünnet alimleri bu ayeti, Kisa Ashabının ve özellikle de İmam Ali’nin (a.s) faziletlerinden bilmektedirler. İmam Ali, bu ayet gereğince Allah Resulünün (s.a.a) nefis ve canı olarak tanıtılmıştır.
Mübahele Olayı
Zilhicce ayının 24. günü Medine’de, Medine ve civarında yaşayan “NECRAN” Hristiyan toplumunun 70’e yakın ileri gelen ruhani ve şahsiyetleri, Hz. Resulüllah’a (saa), Hz. Resulüllah’ın (saa) Risaletini inkâr ve Hz. İsa’nın (as) Allah’ın oğlu olduğunu ispat etme mahiyetindeki itirazlarını sunmak için Hz. Resulüllah’ın (saa) huzuruna varmak istediklerinde, Peygamber Efendimiz bunları huzuruna kabul etmeyerek konuşmadan kendinden uzaklaştırdı.