Kuran’daki Apaçık İmam Ali (a.s)’dir 3
e) Salih bin Sehl dedi ki : “İmam Cafer es-Sadık (as)’ın şöyle buyurduğunu duydum: ‘Biz, her şeyi apaçık bir imamda Saymışız’ ayeti Emir’ül Müminin Hz. Ali (as) hakkında inmiştir.” Kaynaklar:
e) Salih bin Sehl dedi ki : “İmam Cafer es-Sadık (as)’ın şöyle buyurduğunu duydum: ‘Biz, her şeyi apaçık bir imamda Saymışız’ ayeti Emir’ül Müminin Hz. Ali (as) hakkında inmiştir.” Kaynaklar:
c) Ammar bin Yasir hazretleri dedi ki: Müminlerin Emiri Hz. Ali (as) ile beraber giderken, karıncalarla dolu bir vadiye vardık. Ben ona: Ey Müminlerin Emiri, Allahın yarattıklarından bu karıncaların sayısını, aralarında kaç erkek ve kaç dişi mevcut olduğunu bilen birini bilir misin? diye sordum. Hz. Ali şöyle cevap buyurdu: Evet, ben bir kişiyi tanırım ki […]
“Vekülle şey’in ahsaynâhu fi İmâmin mubîn” Meali: “Biz her şeyi apaçık bir İmam’da saymışız.” (Yasin 12. Ayet) a) İbn-i Abbas dedi ki: “Biz her şeyi apaçık bir imamda saymışız” ayeti indiğinde iki kişi gelip Resulullah (saa)’a sordular ki: Ey Resullullah, Kuran’ da geçen bu imam Tevrat, İncil, Zebur veya Kuran mıdır? Resulullah (saa): Hayır, dedi. […]
İmam’ın hayatı birkaç zaman dilimine bölünebilir. Birinci bölüm: İmam’ın, Resulullah’ın (s.a.v.) kendi denetimi altında eğitilmesinden başlayıp, Aziz Peygamber’in ölümüne dek devam ediyor.
İki şefkatli eş olan Hz. Ali (a.s) ile Hz. Fatıma (a.s) evin işlerini kendi aralarında taksim ettiler. Hz. Fatıma (a.s) evin içindeki yani hamur yapmak, ekmek pişirmek, evi süpürmek gibi işleri yapmayı üstlendi. Hz. Ali (a.s) da odun getirmek ve yiyecek temin etmek gibi evin dışındaki işleri üstlendi.
Muahat (Kardeşlik) Hadisi, İmam Ahmed b. Hambel, Zeyd b. Ebî Evfa-dan; Mişkat’ın yazarı, İbn-i Ömer’den; Tirmizi, İbn-i Ebi Evfa’dan; Abdullah b. Ahmed b. Hambel, Said b. Cübeyr-den; Ahmed kendi Müsned’inde Ebu Huzeyfe-i Yemanî-den; Muvaffak, Cabir b. Abdullah’tan; Hameveyni, İbn-i Abbas’tan;
1- İbn Abbâs, Resulullah’tan (s.a.a) şöyle nakletmektedir: “Benden sonra, Ali b. Ebî Tâlib’den daha üstün birisini, gökyüzü gölgelememiş ve yeryüzü üzerinde taşımamıştır. Hiç şüphesiz o, ümmetimin imâmı ve emiridir. Odur, benim vasîm ve halifem. Kim benden sonra ona uyarsa, hidâyet bulur, kim de ondan başkasıyla hidâyet ararsa, yolunu kaybeder ve şaşkın kalır. Benim Nebîyy-i Mustafâ; […]
1- Yine bir hadisinde Allah Resulü’nün (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Hiç şüphesiz ben Ali’denim, Ali de bendendir; o benim tıynetimden yaratılmıştır. Benden sonra halkın imâmı da odur; benim sünnetimden ihtilaf ettiklerini onlara açıklayacaktır. O, Müminlerin Emiri, yüzü akların önderi, müminlerin reisi, vasîlerin en iyisi, dünya kadınlarının efendisinin eşi ve hidâyet imâmlarının babasıdır.
1- İmâm Cafer-i Sâdık’tan (a.s) babaları kanalıyla Resulullah’ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Ben (Mirac gecesinde) göğe çıkarıldığımda, Rabb’im Ali hakkında bana üç kelimeyle açıklamada bulundu ve ‘Ya Muhammed!’ diye bana hitapta edince, ben ‘Emrine amadeyim ey Rabb’im’ dedim; bunun üzerine şöyle buyurdu: ‘Ali, muttakilerin İmâmı, yüzü akların önderi ve müminlerin reisidir.”[1]
MİHRAB ŞEHİDİ İMAM ALİ (a.s) [1]
Şer çetesi, hakkın dalgalanan bir bayrağının, kötülüğe uzanıp ıslâh eden bir elinin ya da zalimlerin ve sapkınların bozgunculuklarını ve çarpıklıklarını ifşa eden bir sesinin olmamasını kararlaştırdı. Dün Ebu Süfyan, henüz beşikteki İslâm risaletini canlı canlı boğmak amacıyla Peygamber’in (s.a.a) öldürülmesi için plânlar kuruyor, tuzaklar hazırlıyor, hainlikler düşünüyordu. Ama Allah nurunu tamamlayacaktı.