Hz. Zeyneb bint-i Cahş Validemizin Evliliği
Allah (c.c), sevgili Peygamberini tarif ederken, şöyle buyurmuştur: “Ve şüphe yok ki sen, pek büyük bir ahlaka sahipsin elbette.” [1]
Allah (c.c), sevgili Peygamberini tarif ederken, şöyle buyurmuştur: “Ve şüphe yok ki sen, pek büyük bir ahlaka sahipsin elbette.” [1]
Bismillah… Kur’an-ı Kerimde Velayet kelimesinin kökü olan ‘veliye’ kelimesi ve türevlerinden çok kullanılmıştır. Bu kelimelere baktığımız zaman, genel anlamda Müslümanların kimleri dost ve kimleri düşman edinmesi gerektiğiyle ilgili açıklamalarda bulunulduğuna şahit olmaktayız. Konunun her zaman güncel olması nedeniyle şimdi bu kelimeyi ana hatlarıyla inceleyeceğiz:
Birileri diyorlar ki: Sizin söylediğiniz gibi bir Mehdi olsaydı ve gelip dünyayı kurtaracak olsaydı kesinlikle Kur’an’da adının geçmesi gerekirdi. Mehdi’nin adı niçin Kur’an’da geçmiyor? Adı Kur’an’da geçmediği için böyle bir kimse yok ve gelmeyecek demektir. Dolayısıyla Mehdilik inancı yanlıştır.
Birileri diyorlar ki: Mehdilik konusu tarih boyunca çok kötü kullanılmıştır. Hala da kullanılmaya devam etmektedir. Birileri çıkıp Mehdi olduğunu iddia etmişlerdir. Örneğin Fethullah Gülen, Adnan Oktar, İskender Evrenesoğlu gibi kişiler. Bunlar insanların inançlarıyla, ahlaklarıyla, hayatlarıyla ve ahiretleriyle oynadılar. İnsanların hem dünyalarını hem de ahiretlerini kararttılar. Dolayısıyla Mehdilik konusunu kökten reddedip insanları kurtarmak gerekir.
Kötü Yönetim Şekli Bir ülkedeki muhtar, belediye başkanı, müftü, rektör, vali, milletvekili, bakan, başbakan gibi yöneticiler ve özellikle devletin en üstündeki yönetici adil olmalıdır. Karşı taraf muhalefet
İslam; sevgi, muhabbet, meveddet, hoşgörü, ahlak, edep dinidir. İslam; kabalık, nefret, kin, kavga, savaş dini değildir. Buna en büyük kanıt olarak sevgi/meveddet ayetini gösterebiliriz. Çünkü Allah’ın Resulü Hz. Muhammed (s.a.a) dinine ve kitabına karşılık bir değer olarak sadece ama sadece sevgi istemektedir. Elbette sevginin kimler vasıtasıyla gerçekleşeceğini de açıklamaktadır. İslamî ve Kur’anî sevgi ancak ve […]
24 ,Zilhicce İslam Peygamber’inin (s.a.a) Necran Hristiyanlar ile mübahele yaptığı günün yıl dönümüdür.
Bir Hirıstiyan’ı Müslüman Eden Ayet Zekeriyya bin İbrahim şöyle diyor: “Ben bir Hıristiyan idim, Müslüman oldum. Daha sonra hac merasimine katılmak için Mekke’ye doğru hareket ettim. Orada İmam Sadık (a.s)’ın huzuruna vardım. İmam (a.s)’a; “Ben bir Mesihi (Hıristiyan) idim, sonra Müslüman oldum.” dedim.
“(Ey Peygamber!) Sana gelen bilgiden sonra, kim seninle bu hususta tartışacak olursa, de ki: Gelin, çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra Allah’ın lânetini yalancıların üzerine kılalım.” (Âl-i İmran Sûresi: 61)
İmam Hüseyin (a.s) Mateminin Öğretisi
Öncelikle bilinmelidir ki, Ehl-i Beyt (as) ve İmam Hüseyin’e (as) tutulan yas merasimleri Kur’an ve hadis eksenlidir. İnsanın günahtan arınması, dünya ve ahiret mutluluğunu yakalaması, fıtrat ahdine sadakat ile bağlı kalması, velayet şemsiyesi altında canlı ve temiz bir hayat “Hayat-ı Tayyibe” yaşaması için bu merasimlerin zeruriyetini algılamalıdır . Çünkü bu merasimlerin yapılması zorunlu bir emir hükmünü taşımaktadır.