M-Y: Nasıl şii oldum?

M-Y: Nasıl şii oldum?
Selam aleyküm. Ben, bir çiftçi çocuğu olarak dünyaya gelmiş, üniversite okuduktan sonra dini kitapları okumuş, daha sonra 35 yaşında Ehlibeyt fıkhını kabul etmiş biriyim…
Ortaokul ders kitaplarında Hz. Ali’nin halife olduktan sonraki savaşlarını okuyunca, o zaman yaşasam Alevi olurdum dedim. Ama onların şu anki durumları malum olduğu için üstünde durmadım.
Üniversiteden sonra Muhammed Ebu Zehra’ nın Mezhepler tarihi kitabında mezheplerin çıkışını ve Caferiliğin ne olduğunu öğrendikten sonra benim Caferi olmamın daha iyi olacağını düşündüm ama ulaşabileceğim ve detaylı öğrenebileceğim bir ortam yoktu. İnternet bile icat edilmemişti.
İmamın 1979 daki dönüşünü görmüş ve İnkılap sürecini, İran radyosu Türkçe yayınını dinleyerek takip etmiştim.
İlk Şia Alimiyle karşılaşmam 1993 te oldu ve onun verdiği dersler ve sorularıma verdiği cevaplar sonucu Ehlibeyt fıkhına amel etmeye başladım.
Üniversite eğitimim ve konumum dolayısıyla sosyal dışlanmaya maruz kalmadım.
Bu seçimimde duygusal etken olmadı. Olsaydı kabul edemezdim. İşyerim vardı ve sebest çalışıyordum.Mektebim duyulunca işlerimin bozulacağını düşünüyordum ama eski çevremi kaybetmediğim gibi yeni bir çevre de kazanmıştım.
Sünni olduğum dönemde İmam Sadık (as)ın Peygamberimizin torunu olduğunu öğrendikten sonra zaten Caferiliğin o dönemde daha doğru bir fıkıh olduğunu düşünüyordum. Ama bütün mezheplerdeki farklılıkları önemsemiyordum. Tanıdığım bir Aleviye de Allah ve Peygamber hakkında birkaç soru sordum. İnkarcı olmadığını gördükten sonra onları da İslam dairesinde gördüm ama ibadetlerden uzak oldukları için onlar adına üzülüyordum.
Caferiliğin daha üstün olduğunu anladıktan sonra buna göre amel ettim ama bundan önce birkaç ay ihtiyat üzere hareket ettim. Şehrimizdeki Şia alimi ,8-10 kişilik gruba tüm Sünni kitapları tarama görevini vermişti. Onları tarayıp, Ehlibeyt’le ilgili hadis ve tarihi rivayetleri gördükten sonra yakine ulaştım. Bu arada Ticani’nin Nasıl Hidayete Erdim ve Doğrularla Birlikte kitaplarını da okudum. Bu kitaplardaki delillere biz, Sünni kaynaklarda da rastlamıştık.
Benden sonra eşim de Şii oldu. O zamanlar çocuklar küçüktü ve Şii olarak yetiştiler. Ama diğer yakınlarım her konuda benimle samimi olsalar da bu konularda benden uzak durdular.
Sünni fıkıhla Şii fıkhı arasındaki en büyük fark, Ehlisünnet alimlerinin ictihatlarına dayanak aldıkları hadis ravilerinin çoğunun Ehlibeyt muhalifleri olması, Ehlibeytin sözlerini hadis ve kaynak olarak kabul etmemeleri ve kendi şahsi re”yleri ile fetva vermesidir.
Sünni tanıdıklardan Masum imamları sevenler (gerçi 1. 2. 3. ve 6. İmamdan başkasını pek tanımazlar) , genelde mezhebi farkların önemsiz olduğunu, değiştirmenin gereksiz, hatta sakıncalı olduğunu düşünüyorlar. Hatta bu konuda bizi uyarmışlardı; bu şekilde etrafınızda bir sur oluşturur, faydalı olamazsınız diye.
Şehrimizde Şia camisi yok. Bir dernek çatısı altında faaliyet gösteriliyor.
Sünni kardeşlere önerim, bizim zamanında yaptığımız gibi, temel sünni kaynak kitapları tarayarak Ehlibeyt’le ilgili hadis ve tarihi rivayetleri bulup okumaları ve tefekkür etmeleridir.