Hz. Ali’nin (a.s) Fedakârlığı ve Cesareti
Savaşların büyük bir rol oynadığı Arabistan yarımadasında cesaret ve korkusuzluk, büyük bir üstünlük sebebi sayılan niteliklerdi. İnsanların geneli de bu sıfatlara sahip idi.
Savaşların büyük bir rol oynadığı Arabistan yarımadasında cesaret ve korkusuzluk, büyük bir üstünlük sebebi sayılan niteliklerdi. İnsanların geneli de bu sıfatlara sahip idi.
Başka bir yerde ise Sa’saa bin Suhan’dan bahsederken şöyle demektedir: “Bu şahsın güzel hatip olduğunu en büyük delili ise Hz. Ali’nin (Allah’ın selamı üzerine olsun) bazen oturup ondan konuşmasını istemesidir.”
Hz. Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun) fesahat ve belağat dalında da eşsiz ve yüce bir makama sahipti. Öyle ki Ehl-i Sünnet alimlerinden birisi Nehc’ul Belağa’yı “kitapların efendisi” ve “sözlerin büyüğü” diye tanıtmıştır. Hz. Ali’nin sözleri; ilmi, felsefi, irfani, fıkhi, siyasi, tarihi ve tefsiri sözler olmakla birlikte göze çarpan fesahat ve belağatın sebebiyle bir çok şair […]
Bu konunun önemi ve söz konusu edilip incelenmesinin gereği her insanın ister istemez fitnelerle karşılaşabileceği göz önünde bulundurulduğu takdirde daha iyi anlaşılmaktadır. Müslümanlardan biri Hz. Ali (a.s.)’a; “Allah’tan iste ki bizleri fitnelerden uzak kılsın?” deyince İmam (a.s.) onu böyle konuşmaktan sakındırdı ve şu ifadeyle ona kılavuzluk etti: “Allah’ım bizleri saptırıcı fitnelere duçar kılma!”
Fitnecileri Tanıma Hz. Ali (a.s.)’ın Nehcü’l-Belaga’daki sözleri ışığında İslam devletinde fitne ve kargaşalık çıkaran kimseleri üç gruba ayırmak mümkündür:
İmam Ali (a.s), Hz. Fatıma’yı (a.s) istemeyi düşünüyordu. Ancak hem kendisinin, hem de İslâm toplumunun o sırada yaşadığı yoksulluk, geçim sıkıntısı onu bu isteğini pratikte gerçekleştirmekten alıkoyuyordu. Bu yüzden evlilik fikrini erteliyor, bir aile kurma arzusunu bir süre için unutmaya çalışıyordu. Bu toplumsal durumdu. Fakat kişisel olarak Ali (a.s), yirmi bir yaşını geride bırakmıştı.[1] Fatıma […]
Ali ve Fatıma’nın Evlenmelerinin Gökten Emredilmiş Olması İbn Ebi’l-Hadid şöyle der: “Hz. Peygamber’in (s.a.a) Ali’yi Fatıma ile evlendirmesi, Allah’ın gökte meleklerin şahitliğinde Ali’yi Fatıma ile evlendirmesinden sonra gerçekleşmiştir.”[1] Cabir b. Abdullah’ın şöyle dediği rivayet edilir: “Resulullah (s.a.a) Fatıma’yı Ali (a.s) ile evlendirdiği zaman, Allah onları Arş’ının üzerinde evlendirmişti.”[2] İmam Muhammed Bâkır’dan (a.s) şöyle rivayet edilir: […]
İmam Ali’nin (Allah’ın selamı üzerine olsun) çeşitli zamanlarda ve hayatının farklı aşamalarında sergilediği güzel ahlak ve takvası diğer üstünlüklerinden daha çok ilgi odağı haline gelmiş ve insanlar tarafından takdirle karşılanmıştır. Hz. Ali işe siyasi açıdan bir İslam eri olarak atılmış ve sonunda İslam dünyasının tartışmasız büyük bir hakimi haline gelmiştir. Bütün bu aşamalarda ve hayatın […]
“İmam Ali, Savt’ul adalet’il-İnsaniyye” adlı kitapta Hz. Ali’nin (Allah’ın selamı üzerine olsun) eşsiz takva ve güzel ahlakından örnekler verilmiş ve şöyle denilmiştir: “Günün birinde birisi Ömer bin Hattab’a giderek Hz. Ali’yi (Allah’ın selamı üzerine olsun) şikayet etti. Ömer o zamanlar Müslümanların halifesi makamındaydı. Ömer ikisini de çağırarak Hz. Ali’ye (Allah’ın selamı üzerine olsun) döndü ve […]
Hz. Ali’nin (a.s) İslam Peygamberi ile eşsiz bağı
Tarihçilerin de kaydettiği üzere Hulefa-i Raşidin’den hiç birisi Hz. Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun) kadar İslam Peygamberine (Allah’ın selamı onun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun) bu kadar yakın değildi. Nitekim Ehl-iSünnet tarihçilerinden birisi şöyle diyor: Dört halife ve diğer ashab arasında hiç kimse Peygamber’e (Allah’ın selamı onun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun) soy açısından Hz. […]