İmam Hz. Mehdi (a.s)
“Andolsun ki, biz Tevrat’tan sonra Zebur’da da “Yeryüzü salih kullarımıza miras kalır” diye yazdık.” (Enbiya/105.)
“Andolsun ki, biz Tevrat’tan sonra Zebur’da da “Yeryüzü salih kullarımıza miras kalır” diye yazdık.” (Enbiya/105.)
İmam Mehdi (a.s) Hicri Kameri 255 yılında dünyaya geldi. Babası İmam Hasan Askeri (a.s)’ın şehadetinden sonra Abbasi saltanatının memurları, İmam Hasan Askeri (a.s)’ın evine saldırıp yerine geçecek olan İmam’ı aramaya koyuldular. Bu olay geleceğin İmamının canının ciddi bir şekilde tehlikede olduğunu gösteriyordu. İmamet silsilesi, ve nübüvvet sülalesinin devam etmesi ve beşeriyetin büyük kurtarıcısının canının korunması […]
Hz. Ali’nin (a.s) geçireceği son Ramazan… Bu Ramazan ayı diğerlerinden çok farklıydı. Onun nazarında apayrı bir sevinç ve sefa taşıyordu. Ali’nin (a.s) ailesi ise, bir üzüntü ve endişe içindeydi. Çünkü bu Ramazan ayında Ali’nin gidişatı pek değişmişti, hiç bir Ramazanda böyle olmamıştı o…
Ramazanın on dokuzuncu günü çocukları gecenin bir vaktine kadar onun yanında kaldılar, daha sonra İmam Hasan (a.s) hazretleri kendi evine gitmek üzere oradan ayrıldı. Hz. Ali (a.s) de kendi musallasında idi.[6] Tan yeri ağarmamıştı ki Hz. Hasan (a.s) tekrar babasını yoklamaya geldi, doğruca musallanın bulunduğu tarafa yürüdü.
Evet, gecenin zifiri karanlığında, çölün ortasında çadır kurup konaklayabileceği bir kuyu başı arayan kimse gibidir tıpkı… Böyle birisi aradığı su kuyusunu bulunca nasıl sevinirse Rabbine kavuşmak da onu öylece sevindirmektedir işte. Hafız’ın dediği gibi:
İmam Ali (as) Nehcül Belağanın 66. Hutbesinde Peygamber (saa)’in halefi ve hilafet konusunda Muhacir ve Ensarın delillerini eleştirerek onların davranışını reddetmiştir. Şimdi Peygamber (saa)’in halefi hakkında Şiilerin görüşüne bir bakalım?
Sakıfe hakkında , ilk olarak orada bulunanlar için Sa’d b. İbade konuşma yaptı ve Ensar’ın erdemlerini, İslama yaptıkları hizmetleri ve fadakarlıkları överek özetledi ve şöyle söyledi: ‘Sadece Ensar Peygamber (saa)’in yerine geçmeye ve hilafete en layık olandır.’ Daha sonra Ensar Sa’d b. İbade den Allah’ın Resulünün halifesi ünvanıyla ona biat etmek istediler.
Bu toplantının sona ermesinden sonra Ali (as) (Sakıfe beni Sa’d toplantısında bulunan kişilerden tarafların iddialarını sordu ve her iki tarafın iddialarını eleştirerek reddetti. O Hazretin sözlerini Seyyid Rıza (66.) hutbede şöyle yazmaktadır:
Ali’nin gönülleri fethetmesinin sırrı nedir? Sevgi ve tutkunun sırrını henüz kimse keşfedebilmiş değildir. Yani şöyle olursa şöyle olur şeklinde beli bir formülü yoktur sevginin. Ama sevginin de elbette ki bir sırrı vardır. Sevilende öyle bir güzellik ve cazibe vardır ki seveni kendi çekim sahasına almakta, onu çekmektedir. Sevgi ve çekiciliğin doruk noktası “aşk” kelimesiyle tanımlanmaktadır […]
İmam Mehdi (a.s)’ın Uzun Ömrü
Bir dünya kurtarıcısına inanmak İslam’a has bir inanç değildir. Dini bir sığınakları olan tüm milletlerde böyle bir günün beklentisi mevcuttur. Hatta denilebilir ki bu intizar ve bekleyiş her insanın derinliklerinden yükselen gizli bir feryat ve fitri bir duygudur. Tüm insanlar İlahi risaletin gerçekleşeceği ve herkesin kendi nihai kemal ve rüşd derecesine ereceği bir günü gözlemekteler. […]