Meveddet ayeti: “Benim ücretim yakın akrabalarınızı sevmenizdir” ne anlatmaktadır


Soru:
Şura Suresindeki “Meveddet ayetini”, “Benim peygamberlik ücretim yakın akrabalarınızı sevmenizdir.”, yani “Sılay-ı rahim yapmanızdır.” şeklinde anlayabilir miyiz?.

Cevap: Bu manayı ayetten anlamak, bizce her şeyden önce Allah ve Resulünü haşa basit bir durumu düşürmektir. Zira Allah Resulü’nün 23 yıllık risaletine karşılık olarak, o kadar önemli ve hayati şeyler dururken, böyle basit ve önemsiz bir şeyin istenmesi nasıl düşünülebilir?

Saniyen ayetin şe’n-i nuzulünde nakledilen hadisler de yine açık bir şekilde ayetteki akrabalardan maksadın, Resulullah’ın yakınları ve Ehl-i Beyti olduğunu ortaya koymaktadır. İşte bunlardan bazı örnekler:

  1. İbn-i Abbas’tan şöyle nakledilmiştir: “Deki buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum; istediğim tek şey akrabaları sevmektir.” Ayeti indiğinde; Ashap: “Ey Allah’ın Resulü, sevgileri bize farz olan şu akrabaların kimlerdir?” diye sorduklarında, şöyle buyurdu: “Ali, Fatıma, ve onun iki çocuğu.”

Fazail-üs Sahabe (İbn-i Hambel) C.2, S.669, Hadis: 1141 / el- Mu’cem-ül Kebir (Tabarani) C.3, S.47 hadis: 2641/ el- Keşşaf (Zımahşerî) C.3, s402/ ed-Dürrül mensur, C.7, S.348

  1. Yine İbn-i Abbas meveddet ayetindeki “Yakınları sevmek” cümlesinin tefsirinde Resulullah’ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Yani beni Ehl-i Beyt’im hakkında koruyun ve onları benim için sevin.” (Ed-Dürr-ül Mensur, C.7, S.348)
  2. Cabir bin Abdullah’tan şöyle rivayet edilmiştir: “Bedevinin biri Peygamber’in (s.a.a) yanına gelerek, “Ey Muhammed, İslam’ı bana sun (öğret) dedi.” Buyurdu: “Allah’tan başka ilah yoktur; tektir ve ortağı yoktur ve hiç şüphesiz Muhammed onun kulu ve elçisidir, diye şehadet edersin.” Adam: “Buna karşılık benden bir ücret ister misin?” deyince Allah Resulü: “Hayır; akrabaları sevmek hariç; buyurdu. Bu sefer “Benim akrabalarım mı senin ki mi?” diye sorunca cevabında: “Benim akrabalarım.” buyurdu. Bunun üzerine adam şöyle dedi: “Ver (elini) sana biat edeyim; seni ve senin yakınlarını sevmeyene Allah’ın laneti olsun.” Resulullah (s.a.a)  da:  “Amin”  dedi. (Hilyet-ül Evliya, C.3, S.201, Kifayet üt-Talip, S.90)
  3. Said Bin Cübeyir de, “Yakınların sevgisi” cümlesini tefsir ederken: “Maksat Al-i Muhammed’in yakınlarıdır.”demiştir. (Sahh-i Buhari, C.4, S.1819, hadis: 4541Sünen-i Tirmizi, C.5, S.377, hadis: 3251)
  4. Hz. Ali’nin (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Peygamberimizin Ehl-i Beyt’ini daima sevin; zira bu Allah’ın sizin üzerinize bir hakkıdır… Görmüyor musunuz Allah-u Teâlâ’nın ne buyurduğunu: “Deki ben buna karşılık sizden akrabalarımın sevgisinin dışında bir şey istemiyorum.” (Gurer-ul Hikem, Hadis no: 6169)

 Bu ayetin tefsirinde başka bazı görüşlerde ortaya atılmıştır ki onların hepsi müfessirlerin şahsi görüşleridir ve her hangi bir hadise, Nebevî açıklamaya dayanmıyor ve dikkat edildiğinde görülecektir ki ayetteki ifadelerle bağdaşmıyor ve bir çoğu da mantıken yanlıştır; sadece bir rivayette İbn-i Abbas’ın bir görüşü olarak, “Kureyş’in bütün boylarında olan akrabalar kast edilmiştir” deniyor. Bu görüş ise tutarsızlığı ile birlikte, bununla bağdaşmayan ve yukarıda zikrettiğimiz  görüşü te’yid eden ve bizzat Peygamber’den naklettiği İbn-i Abbas’ın iki hadisiyle çelişmektedir ki  onları yukarda naklettik. Böylece söz konusu görüşün İbn-i Abbas’ın diline bağlandığı açıktır.

Bu konuda daha geniş bilgi almak isteyen kardeşlerimiz Merhum Allame Tabatabai’nin el-Mizan tefsirinde mezkur ayetin tefsirine bakabilirler. Orada o merhum bütün bu görüşleri birer birer naklederek güçlü delillerle çürütmüş ve bilahare ” Kurba” kelimesinden maksat ” Ehl-i Beyt ” olduğunu ortaya koymuştur.