Nehcü’l Belağa’nın Şerhleri

Bildiğimiz kadarıyla Kur’an’ı Kerim’den sonra Nehcü’l Belağa kadar dünyadaki kitaplar arasında İslam bilginlerinin dikkatini bu kadar çekebilen bir başka kitap yoktur. Nehcü’l Belağa hakkında şerh, ta’lik, tercüme ve bir çok ilgili kitaplar yazılmış çok çeşitli dünya dillerine tercüme edilmiştir. Bir çok alimler tarafından bazı bölümleri şerh edilmiş, şiir diliyle ifade edilmiş, hakkında müstedrek kitapları yazılmış, lügatleri açıklanmış, seçmeler yapılmış, kelimelerinin anlamı izah edilmiş ve kaynakları belirtilmiştir. Bütün bu hususlarda bir çok eserler kaleme alınmıştır ve henüz de alınmaktadır. Evet, canlı olmak, sürekli parlamak ve bilginlerin dikkatini çekmek budur.

 Nehcü’l Belağa’yı merhum Muhaddis Nuri, Seyyid Muhsin Emin, Merhum Şeyh AbdulHüseyin Emini, Merhum Hacı Şeyh Ağabozorg Tehrani (Razi), Seyyid Abduzzehra Hatip Hüseyni ve benzeri bir çok ünlü alimler de detaylı olarak şerh etmişlerdir.

Merhum Şeyh Tehrani, tercüme ve şerh hususunda 147 eserden söz etmektedir.[1] Ama o sadece Şiilerin yazdığı eserleri zikretmiştir. Dolayısıyla da ez-Zeria kitabının diğer ciltlerinde özel isimlerle yazılmış olan bazı şerhleri hesaba katmamıştır. Merhum Emini 81 şerh saymış,[2] Seyyid Abduzzehra Hatip ise 143 şerh, tercüme ve açıklama zikretmiştir.[3] İbn-i Ebil Hadid’in Şerh-u Nehcü’l Belağa kitabına yazılmış olan beş açıklama, eser gibi Nehcü’l Belağa’nın bazı şerhlerine yapılan açıklamalar yanı sıra, eğer bir kimse bütün bu mecmuaları toplar ve birleştirirse şüphesiz ki 250 den yukarı çıkmaz. Elbette bunlar arasında 20 cildi bulan eserler de vardır. Şerh-i Huyi ve Şerh-i İbn-i Ebil Hadid gibi.

Şeyh Nuri, Nehcü’l Belağa’yı şerh eden ilk kişinin Beyhaki olduğunu ifade etmektedir.[4] Muhaddis Kumi’yi de el-Künye ve’l elkab adlı kitabında bu görüşü kabul etmiştir.[5] Bizzat Beyhaki de şöyle söylemiştir: “Benden daha önce hiç bir alim Nehcü’l Belağa’yı şerh etmemiştir.”

İbn-i Ebil Hadid ise, Nehcü’l Belağa’yı şerh eden kimsenin Kutb-i Ravendi olduğunu söylemektedir.[6]

Hakeza Riyaz’ul Ulema kitabının sahibi de bu gö­rüşü kabul etmiştir. Ama hiç şüphe yok Seyyid Razi’nin çağdaşı olan Ali b. Nasır’ın, A’lam-u Nehcü’l Belağa kitabı Nehcü’l Belağa hakkında yazılan ilk kitaptır. Seyyid Muhsin Emin ise onun “el-Mearic fi Şerh-i Nehcü’l Belağa” adlı bir kitabı olduğunu da ifade etmektedir.[7] Şimdi de zahiren Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat’tan olan (kalplerini Allah daha iyi bilmektedir) ve Nehcü’l Belağa’yı şerh eden bazı alimlerin adını zikretmek istiyoruz.

1- Muhammed b. Amr, Fahr-u Razi adıyla tanınmış ve H. 606 yılında vefat etmiştir. Kıfti’nin Tarih’ul Hukema kitabında dediği üzere şerhi yarım kalmıştır.

2- İbn-i Ebil Hadid adıyla tanınan Abdulhamid b. Muhammed Mutezili Medayini ise 656 yılında vefat etmiş ve şerhini dört yıl sekiz ayda bitirmiştir. Bu şerh oldukça kapsamlı tam ve hatta mevcut şerhlerin en iyisinden sayılmaktadır. Hatta bazı Şia alimleri ise onun kitabına özet eserler yazmışlardır: İkd’un-Nezid, Selasil’ul- Hadid ve er-Red-i Ali b. Ebil Hadid gibi.

3- Yazarının sadece bazı Ehl-i Sünnet alimleri olduğu belirtilen ve Astane Kütüphanesinde bulunan en-Nefais fi Şerh-i Nehcü’l Belağa adlı kitap.

4- Mutevvel İrşad ve Tehzib’ul Mantık kitaplarının sahibi olan ve hicri 792 yılında vefat eden Molla Saduddin Taftazani Şafii.

5- Keşf’uz-Zunun kitabında yer aldığı üzere hicri 922 yılında ölen Kıvamuddin Yusuf b. Ha­san Kazi-i Bağdadi.

6- Sahihi Buhari’ye şerh yazan ve hicri 650 yılında ölen lügat ve hadis alimlerinden olan Ha­san b. Muhammed Sagani Hanefi .

7- Hicri 1322 yılında ölen Mısır Müftüsü Şeyh Muhammed Abduh.

8- Muhammed Abduh’un şerhini, İbn-i Ebil Hadid’in şerhinden eklerle nakleden Muhyiddin Hayyat.

9- El-Ezher Üniversitesinin Edebiyat fakültesi öğretim üyesi Muhammed Muhyiddin.

10- Nehcü’l Belağa’nın zor kelimelerini şerh eden Üstat Muhammed Hasan Nail Mersefi, Talik eseri hicri 1328 yılında Mısır’da basılmıştır.

11- Muhammed Ebul Fazl İbrahim. Şerh-i iki cilt olup H. 1383 yılında Daru İhya’İl Kütüb’il Arabiyye’de basılmıştır.

Sünni veya Şii bütün bu alimlerin hepsi de yazdıkları kitapların önsözünde, Nehcü’l Belağa kitabının Hz. Ali’nin sözleri olup, Seyyid Razi tarafından bir araya getirildiğine kesin bir şekilde inandıklarını dile getirmişlerdir. Hatta Şeyh Muhammed Abduh, Nehcü’l Belağa’nın içindeki kelimelere dayanmakta ve bunlarla lügat ehli aleyhine deliller getirmektedir. 195. hutbenin içinde yer alan bazı cümleler hakkında edebiyatçıların yanıldığını ve Hz. Ali’nin sözünün hüccet olduğunu dile getirmiştir.

 

——————————————————————–

[1]- ez-Zeria, c. 14, s. 112- 155

[2]- el-Gadir, c. 4, s. 186- 192

[3]- Mesadir-u Nehcü’l Belağa, s. 1, s. 247- 329

[4]- Müstedrek, c. 3, s. 326

[5]- Mesadir-i Nehcü’l Belağa, c. 1, s. 248

[6]- a.g.e, s. 248

[7]- a.g.e. s. 249

 

……….

tebyan.net