İmam Ali (a.s) dilinden Hz. Mehdi (a.s)

Peygamberimizden (s.a.a) sonra ümmetin içinde bulunduğu karışık duruma rağmen, beklenen Mehdi (a.s) olayı; Kur’an, Hz. Peygamber (s.a.a) ve İmam Ali tarafından müjdelenmiş ve üzerinde önemle durulmuştur. İmam Ali (a.s) bu hususta şöyle der:

“Haberiniz olsun! Yarın ki yarının ne getireceğini bilmiyorsunuz velâyet sahibi, onlardan kötülük yapan kimseleri sorguya çekecek. Yeryüzü içinde altın ve gümüş cinsinden ne varsa, onun için dışarı atacak, servet ve hazinelerini ona sunacak. O zaman adaletli hayat nasılmış gösterecek. O, Kitap ve Sünnet’ten yok edilenleri yeniden diriltecek.” [1]

Bu, kuşku yok ki, Mehdi (a.s) ile ilgili sınırları belli, aydınlanmış, belirtileri ve sınırları açık son derece dikkatli bir görüştür. Evrensel bir devrimi somutlaştırmaktadır. Bu devrimle birlikte İslâm dünyasının durumu, daha doğrusu bütün insanlığın durumu, tashih edilecek, onarılacaktır. İmam Ali (a.s) bu devrimin lideri hakkında şunları söylüyor:

“İnsanlar ilâhî hidayeti heveslerine bağladıkları zaman, o hevesleri ilâhî hidayete bağlar. İnsanlar Kur’an’ı kişisel görüşlerine bağladıkları zaman, o, kişisel görüşleri Kur’an’a bağlar.” [2]

“Nehcü’l-Belâğa Kurumu” İmam Ali’nin (a.s) Hz. Mehdi’yle (a.s) ilgili hadislerini derleyerek bir araya getirmiştir. Bu hadisler bir ciltte toplanmış ve toplam sayıları 291 kadardır. Bu hadislerden on dördü, Hz. Mehdi’nin ismi, sıfatları ve dualarıyla, yetmiş yedi tanesi ise, İmam Mehdi’nin soyu ile ilgilidir. Hz. Mehdi’nin Kureyş’ten, Haşimoğulları oymağından, Ehli Beyt’ten ve Ali evlâdından, Fatıma’nın (a.s) soyundan, hatta Hüseyin’in (a.s) soyundan ve On İki İmamdan biri olduğu belirtilir.

Bu hadislerden kırk beş tanesi, Kur’an’da, Nehc’ül-Belâğa’da ve Emir’il Müminin’in (a.s) şiirlerinde Hz. Mehdi’ye (a.s) yönelik işaretlerle ilgilidir. Yirmi üç tanesi, Mehdi’nin yardımcılarıyla ve siyah bayraklarıyla ilgilidir. On iki tanesi, Süfyanî ve Deccal hakkındadır. Yirmi altı tanesi, Mehdi’nin gaybete çekilmesi ve bu gaybet döneminde Şiîlerin çekecekleri sıkıntılarla ve Mehdi’nin (a.s) ortaya çıkışını beklemenin faziletiyle ilgilidir.

Yetmiş beş tanesi, Mehdi öncesinde kopacak fitneler, onun zuhurunun alâmetleri, zuhurunun sonrası, Dabbet’ül Arz, Ye’cuc ve Me’cuc hakkındadır. On dokuz tanesi, Küfe mescidinin faziletiyle, Ehl-i Beyti’nden doğu halkıyla birlikte çıkacak ve sekiz ay boyunca kılıcı omzunda taşıyacak ve hakkında: “Vallahi, bu Fatıma evlâdından değildir!” denilecek biri ile ilgilidir.

Sonra Hz. Ali (a.s), Hz. Mehdi’nin (a.s) zuhuru sırasında yeryüzünün durumunu, onun hükümetini ve dinin onunla nasıl mühürleneceğini açıklar.

1- “Ey Kumeyl! Benim başlatmadığım ilim ve Kaim’in (a.s) sonlandırmadığı hiçbir sır yoktur. Ey Kumeyl! Geçmişinizin geri gelmesi kaçınılmazdır. Bizim, içinizde galibiyet sağlamamız kaçınılmazdır… “[3]

2- “Din bizimle başladığı gibi bizimle de son bulur. İnsanlar bizimle şirk sapıklığından kurtuldukları gibi bizimle de fitne sapıklıklarından kurtulurlar. Şirk menşeli düşmanlıktan sonra, Allah, bizimle insanların kalplerini ve dinlerini kaynaştırdığı gibi, fitne menşeli düşmanlıktan sonra da bizimle onların kalplerini dinde kaynaştıracaktır.” [4]

3- “Bizden olan Kaim ortaya çıkınca, gök yağmurunu yağdırmaya ve yer bitkilerini yeşertmeye başlar. Kulların kalplerindeki düşmanlık ortadan kalkar. Yırtıcı hayvanlarla evcil hayvanlar (kurtla kuzu) bir arada yaşar. Hatta bir kadın Irak’tan kalkar, tek başına Şam’a gider ve her adımını attığında mutlaka yeşilliklere basar. ”

………………………………………………

[1]- Nehcü’l-Belâğa, hutbe: 138

[2]- age.

[3]- Beşaretu’l-Mustafa, s.24-31

[4]- Melahim-i İbn Tavus, s.84-85

………………………………………………

tebyan.net