Sözde Şii-Sünni Düşmanlığı ve Mezhep İmamları

Biz Müslümanlar hangi mezhebe tâbi olursak olalım birlik ve beraberliğin temininde çaba sarf etmeliyiz ki Yüce Allah’ın pak Ehl-i Beyt’inin şefaatlerini umalım.

Maliki Mezhebi’nin kurucusu Malik ibn-i Enes, Hz. Ali’nin fazileti hakkında birçok rivayet toplayarak halka nakletmiştir.

İmam Malik, Hz. Ali’yi ulu’l-azim peygamberlerden üstün olarak görüyordu, bundan dolayı bazıları onu aşırılıkla suçlamışlardı. (es-Siratu’l-Müstakim, c.1, s.210).

Malik ibn-i Enes şöyle diyor:

“Ali ibn-i Ebu Tâlib hakkında naklolunan fazilet ve üstünlük, sahabeden hiç kimse hakkında söylenilmemiştir.” (Hakim Haskani, Sevahidu’t-Tenzil, c.1, s.26; Benau’l-Makale el-Fatimiye, s.341).

İmam Malik ibn-i Enes, İmam Cafer-i Sadık hakkında ise söyle demiştir:

“Şimdiye kadar zühd, takva, fazilet, ibadet vs. bakımından İmam Cafer-i Sadık’tan daha üstün birini görmedim.” (Menakıb-i Ali b. Ebu Tâlib, c.4, s.275).

Şafii Mezhebinin kurucusu İmam Şafii’nin Ehl-i Beyt’e özel bir bağlılığı vardı. Bu bağlılığı onun söz ve yazılarında görmek mümkündür. Şiirlerinin birinde şöyle diyor:

“Eğer Ehl-i Beyt’i sevmek Rafizilikse, ey kainat sen şahit ol en büyük Rafizi benim.” (Nebrast, s.492; İbn-i Asakir, Tarih-u Medinet-i Demesk, c.5, s.235).

“Ali olmasaydı halk, bagy ehlinin hükmünü asla bilmezlerdi.” (İbn-i Ebi’l-Hadid, Şerh-i Nehcü’l-Belağa, c.9, s.331).

İmam Şâfiî, Ehl-i Beyt ile ilgili olarak bir gazelinde şöyle demektedir:

“Ey Rasûlullâh’ın Ehl-i Beyt’i! Sizi sevmek, Allah tarafından Kur’ân’da farz kılınmıştır. Size bu kadar büyüklük ve fazilet yeter ki; size salavât göndermeyenin namazı bâtıldır.” (Şûra, 23 Mevedded ayeti için).

Hanbeli Mezhebi’nin kurucusu İmam Ahmed ibn-i Hanbel, Ehl-i Sünnet’in dört fıkıh imamlarından, aynı zamanda büyük hadis âlimlerinden birisidir. “Müsned-i Ahmed ibn-i Hanbel” onun hadis dalındaki eserlerinden birisidir. Bu eserde Ehl-i Beyt’in fazilet ve üstünlükleri hakkında onlarca hadis nakletmiştir.

Hz. Ali hakkında şöyle diyor:

“Hz. Ali’nin fazilet ve üstünlüğü hakkında söylenen hadisler, hiçbir sahabe hakkında söylenmemiştir.” (Sevahidu’t-Tenzil, c.1, s.26; Benau’l-Makale el-Fatimiyye, s.341).

İmam Ahmed ibn-i Hanbel bir rivayetin tüm ravilerinin masum İmamlardan olduğunu gördüğünde söyle diyor:

“Bu senetler deliye bile okunsa şifa bulur.”

Emeviler döneminde, Hz. Ali halife olarak değil de isminin bile zikredilmesinden korkulurken İmam Ahmed ibn-i Hanbel gözü açıklık yaparak Hz. Peygamberin hadisinde hilafetin otuz yıl olduğunu öne sürerek Hz. Ali’yi de dördüncü halife olarak konu etmeyi başardı. (İbn-i Teymiye, el-Fetava, c.35, s.19).

Bu hakikatler bize göstermiştir ki, Ehl-i Sünnet mezhep imamları esasen Ehl-i Beyt sevdalılarıdır. Bu durumda İslam’da iddia edildiği gibi Şii-Sünni diye bir ayrılık yoktur.

Biz Müslümanlar hangi mezhebe tâbi olursak olalım birlik ve beraberliğin temininde çaba sarf etmeliyiz ki Yüce Allah’ın pak Ehl-i Beyt’inin şefaatlerini umalım.

…………………..

mihrap.tv