Ali’nin Ali Oluşu
Ali (a.s) şöyle der: Ben fıtrat üzere doğdum. Ali (a.s) şöyle der: “Ben fıtrat üzere doğdum. Herkesten önce imana koştum. İlk hicret eden benim.”1
Ali (a.s) şöyle der: Ben fıtrat üzere doğdum. Ali (a.s) şöyle der: “Ben fıtrat üzere doğdum. Herkesten önce imana koştum. İlk hicret eden benim.”1
Sıffin savaşında -savaş fiilen başlamadan önce- Hz. Ali (a.s) ile Muaviye orduları arasındaki ilk çarpışma Fırat kıyılarında olmuştur. Taraflar savaşa girişmeden önce öncü kuvvetler gönderilmişti; Muaviye, komutanları ve danışmanlarının da fikir birliğiyle Fırat kıyılarını işgal etmişti. Böylece Hz. Ali’nin (a.s) ordusunun su yolunu keserek onları hayati bir ihtiyaçtan mahrum bıraktıklarını; neticede susuz olarak savaşı sürdürmeyecekleri […]
GİRİŞ Hz. Ali’nin tarih boyunca birçok düşmanı oldu. Canına kastetmek isteyenler de çıktı, malına göz dikenler de! Hatta itibarını düşürmek isteyenler de zaman zaman görüldü. Ama Hz. Ali’ye hakaret edilmesinin mimarı Muaviye’dir.
Şia’nın Mehdi-yi Muntazar hakkında görüşü
Hz. Ali’nin Çekiciliğinin Sırrı
Ali’nin gönülleri fethetmesinin sırrı nedir? Sevgi ve tutkunun sırrını henüz kimse keşfedebilmiş değildir. Yani şöyle olursa şöyle olur şeklinde beli bir formülü yoktur sevginin. Ama sevginin de elbette ki bir sırrı vardır. Sevilende öyle bir güzellik ve cazibe vardır ki seveni kendi çekim sahasına almakta, onu çekmektedir. Sevgi ve çekiciliğin doruk noktası “aşk” kelimesiyle tanımlanmaktadır […]