İbrahim Savada, 38 yaşındaki Japon tercümandır ve Kuran-ı Kerim’in 30. cüzünü Japoncaya çevirmiştir. Şii olan Savada, Kum’daki ilahiyat okulunda 7 yıl eğitim almış ve kendisiyle bir söyleşi gerçekleştirdik. Şimdi birlikte okuyalım:
Lütfen hangi cüzü tercüme ettiğinizi ve bu işin ne kadar sürdüğünü söyler misiniz?
Kuran-ı Kerim’in 30. cüzünü Japoncaya çevirdim ve bu iş 6 ay sürdü.
Duyduğumuza göre medrese eğitimini yüksek lisans seviyesine kadar tamamlamışsınız, doğru mu?
Evet, 7 yıl boyunca Kum’daki ilahiyat okulunda eğitim aldım ve şu an 3 yıldır yüksek lisans seviyesini tamamlayıp Japonya’ya geri döndüm.
Kum’daki ilahiyat okulunda eğitim alma motivasyonunuz neydi?
(Gülüyor) Ben bir Müslümanım ve doğal olarak İslam’ın hükümleriyle tanışmak için, ayrıca İslam’a duyduğum merak nedeniyle ve babamın tavsiyesi üzerine Şii ilahiyat okulunda eğitim almaya karar verdim.
Kuran’ı tercüme etme konusunda size kim teşvik etti?
Babamın da tüm Kuran’ı kendi el yazısıyla yazmış olması beni Kuran’ı tercüme etme konusunda teşvik etti.
Kuran’ı çevirirken diğer tercümeleri incelediniz mi?
Farsça Kuran tercümelerini, el-Mizan tefsirini ve Numune tefsirini okudum.
Daha önce Japonya’da kimse Kuran tercümesi yaptı mı?
Maalesef hayır.
Japon hükümetinin İslami ve Kuran faaliyetlerinize tepkisi ne oldu?
Japon hükümeti bu konuda kayıtsız. Yani ne teşvik ediyor ne de engelliyor.
Kuran tercümesi yapmak ve İslam’ın hükümleriyle tanışmak, Tanrı’yla olan ilişkinizi nasıl etkiledi?
Kalben Tanrı’yla olan bağımı güçlendirdi. Öte yandan, beni Tanrı’dan uzaklaştırdı, çünkü İslam ve Tanrı hakkında ne kadar çok araştırma ve inceleme yaparsam, Tanrı karşısında ne kadar aciz ve küçük olduğumu görüyorum.
Konuşmalarınızda İslam dinine olan merakınızdan dolayı ilahiyat okulunda eğitim aldığınızı söylediniz. Şu anda İslam diniyle ilgili kafanızdaki belirsizlikler aydınlandı mı?
Evet! Yüzde yüz. Hatta cesaretle söyleyebilirim ki, İslam dinini doğru bir şekilde anladım ve İslam’ın en mantıklı dinlerden biri olduğunu fark ettim.
Kuran tercümesinde zorluklarla karşılaştınız mı?
En büyük zorluk, hem Japonca’ya hâkim olan hem de İslami ilimlere aşina bir yardımcı eksikliğiydi. Ayrıca maddi sorunlar da vardı. En önemli zorluklardan biri ise Arapça ve Farsça dillerinin yapılarının Japonca’dan farklı olmasıydı. Örneğin, Arapça ve Farsça’da emir kipleri sıkça kullanılırken Japonca’da bu şekilde değil. Japonlar, bu kipin Japonca’da kullanılmasını yanlış bulurlar. Örneğin, İranlı Müslümanlar dini görevleri ve Kuran tercümelerini büyüklerinden öğrenir ve Kuran’ı anlamada zorluk çekmezler, ancak Japonya’da insanlar İslam hakkında hiçbir bilgiye sahip değil. Örneğin, kıyametin ne olduğunu bilmezler ve bu kavram onlar için anlaşılmazdır. Bence bu Kuran tercümelerinin onlara açıklanması gerekiyor. Bu yüzden insanları bilgilendirmek ve İslam diniyle tam anlamıyla tanışmalarını sağlamak için Kuran tefsiri yapmayı planlıyorum.
Belki birçok okuyucunun merak ettiği bir soru var: Nasıl Müslüman oldunuz? Bu konuda bilgi verir misiniz?
1972 yılında petrol krizi patlak verdikten sonra İslam adı tüm dünyada duyuldu. O zaman bazı Japonlar İslam’a merak duydular ve babam da İslam hakkında araştırma yapıp inceleme yapanlardan biriydi. Neyse ki, yaptığı araştırmalardan sonra Müslüman olmaya karar verdi ve Kuran-ı Kerim’den etkilendi. Ben de babamı takip ederek (çocukluğumda) Müslüman oldum ve o zamandan beri Ramazan aylarında Kuran okurduk.
Okuduğunuz Kuran hangi dildeydi?
İngilizceydi. Şii bir kişi tarafından tercüme edilmişti ve Hindistan’dan biri tarafından bize gönderilmişti. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki bazı insanlar İslam’ın çok zor bir din olduğunu düşünüyor, ancak ben bu fikre katılmıyorum.
Bazı insanlar neden İslam’ı zor bir din olarak görüyor?
Bence belki de İslam’ın diğer dinlerden farklı olduğunu düşündükleri içindir.
Ne farkı?
Şöyle ki, İslam’da dini hükümler tüm Müslümanlar için aynıdır. Yani sıradan insanlar ve din adamları aynı sorumluluklara sahiptir. Ancak Hristiyanlık ve Budizm’de sıradan insanlar ve din adamlarının görevleri birbirinden ayrıdır. Bu yüzden diğer ülkelerin insanları İslam’ı karmaşık ve zor bir din olarak görüyor olabilirler.
Şu anda Japonya’da ne yapıyorsunuz?
Japonya’da Ehlibeyt adında bir merkez kurduk ve orada Kuran ve İslami hükümler üzerine dersler veriyorum. Ayrıca Kuran ayetlerini tercüme etmeye devam ediyorum. Hatta birisi Farsça öğrenmek isterse, Farsça da öğretiyorum.
Eyl 23 2024
Şeyh İbrahim SAVADA, müstebsir ve Japon Kuran-ı Kerim tercümanı.
Lütfen hangi cüzü tercüme ettiğinizi ve bu işin ne kadar sürdüğünü söyler misiniz?
Kuran-ı Kerim’in 30. cüzünü Japoncaya çevirdim ve bu iş 6 ay sürdü.
Duyduğumuza göre medrese eğitimini yüksek lisans seviyesine kadar tamamlamışsınız, doğru mu?
Evet, 7 yıl boyunca Kum’daki ilahiyat okulunda eğitim aldım ve şu an 3 yıldır yüksek lisans seviyesini tamamlayıp Japonya’ya geri döndüm.
Kum’daki ilahiyat okulunda eğitim alma motivasyonunuz neydi?
(Gülüyor) Ben bir Müslümanım ve doğal olarak İslam’ın hükümleriyle tanışmak için, ayrıca İslam’a duyduğum merak nedeniyle ve babamın tavsiyesi üzerine Şii ilahiyat okulunda eğitim almaya karar verdim.
Kuran’ı tercüme etme konusunda size kim teşvik etti?
Babamın da tüm Kuran’ı kendi el yazısıyla yazmış olması beni Kuran’ı tercüme etme konusunda teşvik etti.
Kuran’ı çevirirken diğer tercümeleri incelediniz mi?
Farsça Kuran tercümelerini, el-Mizan tefsirini ve Numune tefsirini okudum.
Daha önce Japonya’da kimse Kuran tercümesi yaptı mı?
Maalesef hayır.
Japon hükümetinin İslami ve Kuran faaliyetlerinize tepkisi ne oldu?
Japon hükümeti bu konuda kayıtsız. Yani ne teşvik ediyor ne de engelliyor.
Kuran tercümesi yapmak ve İslam’ın hükümleriyle tanışmak, Tanrı’yla olan ilişkinizi nasıl etkiledi?
Kalben Tanrı’yla olan bağımı güçlendirdi. Öte yandan, beni Tanrı’dan uzaklaştırdı, çünkü İslam ve Tanrı hakkında ne kadar çok araştırma ve inceleme yaparsam, Tanrı karşısında ne kadar aciz ve küçük olduğumu görüyorum.
Konuşmalarınızda İslam dinine olan merakınızdan dolayı ilahiyat okulunda eğitim aldığınızı söylediniz. Şu anda İslam diniyle ilgili kafanızdaki belirsizlikler aydınlandı mı?
Evet! Yüzde yüz. Hatta cesaretle söyleyebilirim ki, İslam dinini doğru bir şekilde anladım ve İslam’ın en mantıklı dinlerden biri olduğunu fark ettim.
Kuran tercümesinde zorluklarla karşılaştınız mı?
En büyük zorluk, hem Japonca’ya hâkim olan hem de İslami ilimlere aşina bir yardımcı eksikliğiydi. Ayrıca maddi sorunlar da vardı. En önemli zorluklardan biri ise Arapça ve Farsça dillerinin yapılarının Japonca’dan farklı olmasıydı. Örneğin, Arapça ve Farsça’da emir kipleri sıkça kullanılırken Japonca’da bu şekilde değil. Japonlar, bu kipin Japonca’da kullanılmasını yanlış bulurlar. Örneğin, İranlı Müslümanlar dini görevleri ve Kuran tercümelerini büyüklerinden öğrenir ve Kuran’ı anlamada zorluk çekmezler, ancak Japonya’da insanlar İslam hakkında hiçbir bilgiye sahip değil. Örneğin, kıyametin ne olduğunu bilmezler ve bu kavram onlar için anlaşılmazdır. Bence bu Kuran tercümelerinin onlara açıklanması gerekiyor. Bu yüzden insanları bilgilendirmek ve İslam diniyle tam anlamıyla tanışmalarını sağlamak için Kuran tefsiri yapmayı planlıyorum.
Belki birçok okuyucunun merak ettiği bir soru var: Nasıl Müslüman oldunuz? Bu konuda bilgi verir misiniz?
1972 yılında petrol krizi patlak verdikten sonra İslam adı tüm dünyada duyuldu. O zaman bazı Japonlar İslam’a merak duydular ve babam da İslam hakkında araştırma yapıp inceleme yapanlardan biriydi. Neyse ki, yaptığı araştırmalardan sonra Müslüman olmaya karar verdi ve Kuran-ı Kerim’den etkilendi. Ben de babamı takip ederek (çocukluğumda) Müslüman oldum ve o zamandan beri Ramazan aylarında Kuran okurduk.
Okuduğunuz Kuran hangi dildeydi?
İngilizceydi. Şii bir kişi tarafından tercüme edilmişti ve Hindistan’dan biri tarafından bize gönderilmişti. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki bazı insanlar İslam’ın çok zor bir din olduğunu düşünüyor, ancak ben bu fikre katılmıyorum.
Bazı insanlar neden İslam’ı zor bir din olarak görüyor?
Bence belki de İslam’ın diğer dinlerden farklı olduğunu düşündükleri içindir.
Ne farkı?
Şöyle ki, İslam’da dini hükümler tüm Müslümanlar için aynıdır. Yani sıradan insanlar ve din adamları aynı sorumluluklara sahiptir. Ancak Hristiyanlık ve Budizm’de sıradan insanlar ve din adamlarının görevleri birbirinden ayrıdır. Bu yüzden diğer ülkelerin insanları İslam’ı karmaşık ve zor bir din olarak görüyor olabilirler.
Şu anda Japonya’da ne yapıyorsunuz?
Japonya’da Ehlibeyt adında bir merkez kurduk ve orada Kuran ve İslami hükümler üzerine dersler veriyorum. Ayrıca Kuran ayetlerini tercüme etmeye devam ediyorum. Hatta birisi Farsça öğrenmek isterse, Farsça da öğretiyorum.
By tr • Müstebsirler Dergisi 0 • Tags: Japonyada şii, Kur'an-ı Kerim tercümanı, Şia ve Sünni, Şİİ