Erbain Ziyareti

Erbain ziyareti (Arapça: زيارة الأربعين), İmam Hüseyin’in (a.s) Erbain gününe mahsus bir ziyarettir. Şii İmamlarının (a.s) bu ziyareti tavsiye etmeleri nedeniyle, Şiiler bu ziyarete oldukça fazla önem vermektedirler. Şiiler, Erbain günü Kerbela’da olmak için çaba sarf etmekte ve genellikle Kerbela yolunun bir kısmını yaya olarak gitmektedirler. Şiilerin Erbain için kitlesel yürüyüşleri en büyük Şii yürüyüşlerinden biri sayılmaktadır.

Erbain Ziyaretinin Tavsiye Edilmesi

Seyyid-i Şüheda İmam Hüseyin’in (a.s) Erbain günü Sefer ayının 20’sine denk gelmektedir. Şeyh Tusi, “Tehzib” ve “Misbah” kitaplarında İmam Hasan Askeri’den (a.s) müminin beş belirtisi olduğuna dair bir hadis nakletmiştir. İmam’ın (a.s) buyurduğu bu beş belirti şunlardan ibarettir:

  • Günde 51 rekât namaz kılmak. (17 rekât günlük farz namazları ve 34 rekât günlük nafile müstahap namazlar)
  • Erbain Ziyareti.
  • Sağ ele yüzük takmak.
  • Secde sırasında anlını toprağa koymak.
  • “Bismillahirrahmanirrahim”i sesli söylemek (namaz esnasında).[1]

İmam Hüseyin’in (a.s) Erbain günü ziyaret edilmesinin niteliği iki şekilde nakledilmiştir.

Erbain Ziyaretinin Birinci Şekli

Şeyh Tusi “Tehzib”[2] ve “Misbah” kitaplarında Safvan Cemmal’den şu şekilde rivayet nakletmektedir: Safvan dedi ki “Mevlam İmam Sadık (a.s) Erbain ziyareti hakkında bana şöyle buyurdular: ‘Günün belli bir saati geçtikten sonra bu ziyaretnameyi oku: ‘Erbain Ziyaret Namesinin Metni ve Sesli Okunuşu” Ziyaretnameyi okuduktan sonra iki rekât namaz kıl. Sonra istediğin bir duayı okuyarak, geri gel.”

Erbain Ziyaretinin İkinci Şekli

Cabir’den nakledilen bir ziyarettir. Bu ziyareti Cabir b. Abdullah Ensari ile birlikte İmam Hüseyin’in (a.s) ziyaretine giden Atiyye b. Said Afvi nakletmiştir. Rivayet şu şekildedir:

“Sefer ayının yirmisinde Cabir b. Abdullah Ensari ile birlikte idim. Gasiriye’ye vardığımızda Fırat suyundan gusül aldı ve yanında getirdiği temiz bir elbiseyi giydi. Daha sonra bana şöyle dedi: ‘Yanında güzel koku var mı ey Ata! Dedim ki Sa’d benimledir. Bir miktar aldıktan sonra onu baş ve bedenine serpti. Sonra ayak yalın olarak yürümeye başladı ve İmam Hüseyin’in (a.s) mübarek kabri şeriflerinin yanına ulaştı. Üç kere “Allah-u Ekber” dedi ve sonra düştü bayıldı. Kendisine geldikten sonra şöyle demeye başladı: “Esselamu aleykum ya Al-ullah…” Bu ziyaret Recep ayının ortasında okunan ziyarettir.[3] “Recep ayının ortasında İmam Hüseyin (a.s) için okunan ziyaretin sesli okunuşu ve metni.

 

Erbain Ziyaretinin Metni

Erbain Ziyaretinin Anlamı

“Selam olsun Allah’ın velisine ve habibine. Selam olsun Allah’ın dostuna ve seçtiğine. Selam olsun Allah’ın halis kuluna ve halis kulunun oğluna. Selam olsun mazlum ve şehid Hüseyin’e. Selam olsun bela ve hüzünler esirine ve gözyaşlarıyla katledilene.

Allah’ım! Şahadet ederim ki o (Hüseyin) senin lütfün ve ikramınla kurtuluşa eren velin ve velinin oğludur; seçkin kulun ve seçkin kulunun oğludur. Sen kendisine şahadetle lütufta bulundun; saadete has kıldın, soyunun temiz olmasıyla seçtin, onu yüce kişilerden yüce bir kişi, önderlerden bir önder ve -İslam’ı- savunanlardan bir savunucu kıldın, kendisine bütün peygamberlerin mirasını verdin, vasilerden kılıp yaratıklarına hüccet ettin; o da halka hücceti tamamladı ve ümmete mazeret bırakmadı, yumuşaklıkla nasihat etti, kullarını cehaletten ve dalalet şaşkınlığından kurtarmak için senin yolunda kanını akıttı. Dünyanın aldattığı, payını (ahiretini) dünyanın değersiz alçak metasına ve ahiretini en değersiz paraya satan, heva ve hevesine dalan, alçalan kimseler onun aleyhine birleştiler ve ona sitem ettiler. Onlar öyle kişilerdir ki seni ve peygamberini öfkelendirdiler ve kullarından ateşi (cehennemi) hak eden omuzlarında ağır günah yükünü taşıyan, şekavet ve nifak ehli kimselere itaat ettiler. O (Hüseyin) da sabır ve tahammül ederek, senin yolunda onlarla cihat etti; nihayet sana itaat yolunda kanı döküldü ve saygınlığını çiğnemek mubah bilindi.

Allah’ım! Onlara şiddetli bir lanetle lanet et ve onları acılı bir azapla azaplandır. Selam olsun sana ey Resulullah’ın oğlu. Selam olsun sana ey vasilerin efendisinin oğlu. Şahadet ederim ki sen Allah’ın emini ve emininin oğlusun. Saadetli yaşadın ve beğenilmiş olarak geçip-gittin, adsız, sansız, mazlum ve şehid olarak dünyadan göçtün.

Şahadet ederim ki Allah sana vaat ettiği şeyi gerçekleştirecek, sana yardım etmeyip seni alçaltanı helak edecek ve seni katledeni azaplandıracaktır. Şahadet ederim ki sen Allah’ın ahdine vefa ettin, ölüm gelip seni buluncaya kadar Allah yolunda cihat ettin; seni katledenlere Allah lanet etsin, sana zulmedenlere Allah lanet etsin, bunu duyup da razı olanlara Allah lanet etsin.

Allah’ım! Seni şahit tutuyorum ki ben onun dostuyla dost ve onun düşmanıyla düşmanım. Anam-babam sana feda olsun ey Resulullah’ın oğlu! Şahadet ederim ki sen yüce sülblerde ve tertemiz rahimlerde bir nurdun. Cahiliyet devri tüm necasetleriyle seni kirletemedi ve cahiliyetin zifiri karanlıkları sana cahiliyet elbiselerinden giydiremedi. Şahadet ederim ki sen dinin direklerinden, Müslümanların -dininin- rükünlerinden ve müminlerin sığınaklarındansın. Şahadet ederim ki sen iyi, takvalı, beğenilmiş, arınmış, hidayet edici ve hidayet üzere bir imamsın. Şahadet ederim ki senin evlatlarından olan imamların hepsi takva nişanesi, hidayet bayrakları, sağlam kulp (tutacak) ve dünya ehline Allah’ın hüccetidirler. Şahadet ederim ki ben size ve sizin dönüşünüze (ric’at edeceğinize) inanıyorum; dinimin ahkâmına ve amelimin sonuçlarına yakinim vardır. Kalbim sizin kalbinize teslimdir ve işlerim sizin işlerinize tabidir. Allah izin verdiği an size yardımım hazırdır. O halde ben sizinleyim, sizinle; düşmanlarınızla değil. Allah’ın rahmeti sizin üzerinize, sizin ruhlarınıza, cesetlerinize, hazırınıza, gizlinize, zahirinize ve batınınıza olsun; duama icabet et ey âlemlerin Rabb’i!”

Erbain Ziyaretinin Arapçası

 

بِسْمِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
السَّلامُ عَلَی وَلِی اللهِ وَ حَبِیبِهِ السَّلامُ عَلَی خَلِیلِ اللهِ وَ نَجِیبِهِ السَّلامُ عَلَی صَفِی اللهِ وَ ابْنِ صَفِیهِ السَّلامُ عَلَی الْحُسَینِ الْمَظْلُومِ الشَّهِیدِ السَّلامُ عَلَی أَسِیرِ الْكرُبَاتِ وَ قَتِیلِ الْعَبَرَاتِ اللهُمَّ إِنِّی أَشْهَدُ أَنَّهُ وَلِیك وَ ابْنُ وَلِیك وَ صَفِیك وَ ابْنُ صَفِیك الْفَائِزُ بِكرَامَتِك أَكرَمْتَهُ بِالشَّهَادَةِ وَ حَبَوْتَهُ بِالسَّعَادَةِ وَ اجْتَبَیتَهُ بِطِیبِ الْوِلادَةِ وَ جَعَلْتَهُ سَیدا مِنَ السَّادَةِ وَ قَائِدا مِنَ الْقَادَةِ وَ ذَائِدا مِنَ الذَّادَةِ وَ أَعْطَیتَهُ مَوَارِیثَ الْأَنْبِیاءِ وَ جَعَلْتَهُ حُجَّةً عَلَی خَلْقِك مِنَ الْأَوْصِیاءِ فَأَعْذَرَ فِی الدُّعَاءِ وَ مَنَحَ النُّصْحَ وَ بَذَلَ مُهْجَتَهُ فِیك لِیسْتَنْقِذَ عِبَادَك مِنَ الْجَهَالَةِ وَ حَیرَةِ الضَّلالَةِ وَ قَدْ تَوَازَرَ عَلَیهِ مَنْ غَرَّتْهُ الدُّنْیا وَ بَاعَ حَظَّهُ بِالْأَرْذَلِ الْأَدْنَی وَ شَرَی آخِرَتَهُ بِالثَّمَنِ الْأَوْكسِ وَ تَغَطْرَسَ وَ تَرَدَّی فِی هَوَاهُ وَ أَسْخَطَك وَ أَسْخَطَ نَبِیك، وَ أَطَاعَ مِنْ عِبَادِك أَهْلَ الشِّقَاقِ وَ النِّفَاقِ وَ حَمَلَةَ الْأَوْزَارِ الْمُسْتَوْجِبِینَ النَّارَ [لِلنَّارِ] فَجَاهَدَهُمْ فِیك صَابِرا مُحْتَسِبا حَتَّی سُفِك فِی طَاعَتِك دَمُهُ وَ اسْتُبِیحَ حَرِیمُهُ اللهُمَّ فَالْعَنْهُمْ لَعْنا وَبِیلا وَ عَذِّبْهُمْ عَذَابا أَلِیما السَّلامُ عَلَیك یا ابْنَ رَسُولِ اللهِ السَّلامُ عَلَیك یا ابْنَ سَیدِ الْأَوْصِیاءِ أَشْهَدُ أَنَّك أَمِینُ اللهِ وَ ابْنُ أَمِینِهِ عِشْتَ سَعِیدا وَ مَضَیتَ حَمِیدا وَ مُتَّ فَقِیدا مَظْلُوما شَهِیدا وَ أَشْهَدُ أَنَّ اللهَ مُنْجِزٌ مَا وَعَدَك وَ مُهْلِك مَنْ خَذَلَك وَ مُعَذِّبٌ مَنْ قَتَلَك وَ أَشْهَدُ أَنَّك وَفَیتَ بِعَهْدِ اللهِ وَ جَاهَدْتَ فِی سَبِیلِهِ حَتَّی أَتَاك الْیقِینُ فَلَعَنَ اللهُ مَنْ قَتَلَك وَ لَعَنَ اللهُ مَنْ ظَلَمَك وَ لَعَنَ اللهُ أُمَّةً سَمِعَتْ بِذَلِك فَرَضِیتْ بِهِ، اللهُمَّ إِنِّی أُشْهِدُك أَنِّی وَلِی لِمَنْ وَالاهُ وَ عَدُوٌّ لِمَنْ عَادَاهُ بِأَبِی أَنْتَ وَ أُمِّی یا ابْنَ رَسُولِ اللهِ أَشْهَدُ أَنَّك كنْتَ نُورا فِی الْأَصْلابِ الشَّامِخَةِ وَ الْأَرْحَامِ الْمُطَهَّرَةِ [الطَّاهِرَةِ] لَمْ تُنَجِّسْك الْجَاهِلِیةُ بِأَنْجَاسِهَا وَ لَمْ تُلْبِسْك الْمُدْلَهِمَّاتُ مِنْ ثِیابِهَا وَ أَشْهَدُ أَنَّك مِنْ دَعَائِمِ الدِّینِ وَ أَرْكانِ الْمُسْلِمِینَ وَ مَعْقِلِ الْمُؤْمِنِینَ وَ أَشْهَدُ أَنَّك الْإِمَامُ الْبَرُّ التَّقِی الرَّضِی الزَّكی الْهَادِی الْمَهْدِی وَ أَشْهَدُ أَنَّ الْأَئِمَّةَ مِنْ وُلْدِك كلِمَةُ التَّقْوَی وَ أَعْلامُ الْهُدَی وَ الْعُرْوَةُ الْوُثْقَی وَ الْحُجَّةُ عَلَی أَهْلِ الدُّنْیا وَ أَشْهَدُ أَنِّی بِكمْ مُؤْمِنٌ وَ بِإِیابِكمْ مُوقِنٌ بِشَرَائِعِ دِینِی وَ خَوَاتِیمِ عَمَلِی وَ قَلْبِی لِقَلْبِكمْ سِلْمٌ وَ أَمْرِی لِأَمْرِكمْ مُتَّبِعٌ وَ نُصْرَتِی لَكمْ مُعَدَّةٌ حَتَّی یأْذَنَ اللهُ لَكمْ فَمَعَكمْ مَعَكمْ لا مَعَ عَدُوِّكمْ صَلَوَاتُ اللهِ عَلَیكمْ وَ عَلَی أَرْوَاحِكمْ وَ أَجْسَادِكمْ [أَجْسَامِكمْ] وَ شَاهِدِكمْ وَ غَائِبِكمْ وَ ظَاهِرِكمْ وَ بَاطِنِكمْ آمِینَ رَبَّ الْعَالَمِینَ.

Erbain Ziyaretinin Türkçe Yazılışı

Bismillahirrahmanirrahim
Esselamu alâ veliyyillahi ve habibih. Esselamu alâ halilillahi ve necibih. Esselamu alâ safiyyillahi vebne safiyyih. Esselamu alel Huseyn’il mazlum’iş-şehid. Esselamu alâ esir’il kurubât ve qatil’il eberât. Allahumme inni eşhedu ennehu veliyyuke vebnu veliyyik. ve safiyyuke vebnu safiyyik. Ekremtehu biş-şehadeti ve hebevtehu bis-saadeti vectebeytehu bi tiybil viladeti. Ve ceeltehu seyyiden mines-sade ve qaiden min’el-qade. Ve zâiden min’ez-Zâde. Ve a’ateytehu mevâris’el enbiya, ve ceeltehu hucceten elâ halqike min’el-evsiyâ. Fee’zere fidduâve menehen Nushe ve bezele muhcetehu fik. Liyestenqize ibâdeke min’el-cehaleti ve hayret’iz-zalâle. Ve qed teğazere aleyhi men ğerrethud dünyâ. Ve baâe hazzehu bil erzel’il-edna. Ve şerâ ahiretehu bis-semen’il-evkes. Ve teğetrese ve teredda fi havahu ve esheteke ve eshete nebiyyeke ve etae min ibadike ehleş-şiqaqi ven nifaq, ve hamelet’el-evzar’el mustevcebinen-nar.

Fe cahedehum fike sâbiren muhtesiben hetta sufike fi taetike demuh vestubihe herimuh. Allahumme fel’enhum le’nen vebila ve ezzibhum ezaben elima. Esselamu aleyke yebne Resulillah. Esselamu aleyke yebne seyyid’il-evsiyâ. Eşhedu enneke eminullâh vebnu eminih. İyşte saida ve mezeyte hamiydâ ve mutte feqidâ mezlumen şehidâ. Ve eşhedu ennellahe muncizummâ veedeke ve muhlikun men hezeleke ve muezzibun men qeteleke. Ve eşhedu enneke vefeyte bi ehdillah ve cahedte fi sebilihi hetta etakel yeqin. Feleenallahu men qeteleke. Veleenallahu men zelemeke. Veleenallahu ummeten semiet bizalike fereziyet bih. Allahumme inni uşhiduke enni veliyyun limen vâlah.

Ve eduvvun limen âdâh. Bi ebi ente ve ummi yebne Resulillah. Eşhedu enneke kunte nuren fil-eslabiş-şamihe vel erham’il-mutehere. Lem tuneccisk’el cahiliyyetu bi encasiha ve lem tulbisk’el mudlehimmatu min siyabiha. Ve eşhedu enneke min deâimid-din ve erkan’il-muslimin. Ve me’qil’il-mu’minin. Ve eşhedu ennek’el-imam’ul berrut-teqiyyur-reziyy ezzekiyyul hâdiyy’ul-mehdi. Ve eşhedu enn’el eimmetu min vuldike kelimetut-teqva ve e’elamul hudâ vel-urvet’ul-vusqa, vel huccetu elâ ehlid-dunya. Ve eşhedu enni bikum mu’min vebi iyâbikum mûqin. Bi şeraiyi dini ve hevatimi ameli. Ve qelbi li-qelbikum silmun ve emriy li-emrikum mutte’bi. Ve nusretiy lekum muedde. hetta ye’zenellahu lekum. Meekum meekum lâ mee eduvvikum. Salavatullahi aleykum. ve ela ervahikum ve ecsadikum ve şahidikum ve ğaibikum ve zahirikum ve batinikum.

 

 

Erbain Yürüyüşü

Ana Madde: Erbain Yürüyüşü

Erbain ziyaretinin tavsiye edilmesi, başta Irak’ın yerlileri olmak üzere dünya genelindeki Şiaların her yıl Erbain’den önce Kerbela’ya akın etmelerine ve Erbain günü orada hazır olmalarına neden oldu. Adeta bir insan seli görüntüsünü andıran bu yürüyüşler, dünyanın en büyük kitlesel yürüyüşlerinden biri sayılmaktadır. Geçtiğimiz 2013 yılında dünya genelinden 20 milyon Şii’nin Kerbela’ya geleceği öngörülmüş[4] ve yayınlanan bazı raporlara göre, 15 milyon Şii Müslümanın Erbain günü Kerbela’da olduğu kaydedilmiştir.[5]

Gazi Tabatabai’nin yazdığına göre, Erbain’de Şiaların Kerbela’ya doğru hareket etmeleri, Ehlibeyt İmamlarının (a.s) döneminde de yaygındı. Hatta Şiiler, Emevi ve Abbasiler döneminde bile, bu kitlesel yürüyüşleri gerçekleştirmişlerdir.[6]

Kaynakça

  1. Tusi, c. 6, s. 52.
  2. Tusi, c. 6, s. 113.
  3. Şeyh Abbas Kummi, “Mefatihu’l Cenan”, üçüncü bölüm, İmam Hüseyin’in (a.s) Erbain günü ziyareti.
  4.  Ferda Haber Ajansı.
  5.  Ferda Haber Ajansı.
  6. Gazi Tabatabai, s. 2.