Sıradışı Bir Müslüman Olma Hikayesi

Fransalı mühtedi Musa Philippe Belfort ile velilerimizden Nurullah Keleş’in tercümanlığıyla okulumuz konferans salonunda bir söyleşi gerçekleştirdik.

Fransız mühtedi Musa Bey hayat öyküsününe bir ateist olarak başlar. Dini arayış için Yunanistan’a gider. Grekçe öğrenir ve üç yıl felsefe okur. Üniversiteden sonra Evanjelik kilisesine bağlı bir Hristiyan olur. İncil’e sıkı bağlı olan Evanjelikler içinde kısa sürede büyük mesafe alır. Dini metinler üzerinde araştırmalar yapar.

Evanjelik kilisesiyle birlikte ateistlikten uzaklaşarak dindar bir Hristiyan olan Belfort dinini başkalarına da anlatabilmek için yoğun bir misyonerlik faaliyetlerine başlar. Çarşıda kendine ait bir tezgah edinerek burada İncil’i ve Hritiyanlığı anlatmaya başlar. Pazarda karşılaştığı bir Müslüman onu İslam’ı ve Kur’an’ı araştırmaya yönlendirir. Önce İslam ve Kur’an’ın eksiklerini araştırmak için yola çıkar. Fakat bu araştırma onu İslam ve Kur’an’ın hakikatlerine götürür.

İlk önce Besmeledeki ‘Rahman’ ve ‘Rahim’ vurgusu dikkatini çeker. Çünkü önceden İslam’ı ve Müslümanları katı ve barbar olarak tanımaktadır. Daha sonra İslam’daki kimsenin günahını bir başkasının yüklenmeyeceği ilkesi onu çok etkiler. Zira Hristiyanlıktaki asli günah açmazından bir çıkıştır. Yaptığı araştırmalardan İncil’in ilk metinlerinde teslis inancının olmadığını, tevhid inancının olduğunu görür. Kur’an da insanlığı tevhide çağırmaktadır.

Musa Belfort giderek İslam’a yakınlaşır. Müslüman olur. Ailesi arkadaşları ve çevresi ondan uzaklaşır. ‘Müslüman olduğunda bunları yaşayacağımı biliyordum.’ diyen Musa Bey, şuan sadece annesiyle görüşmektedir.

Programın sonunda öğrencilerimize İslam’ın ve içinde bulundukları imkanların kıymetini bilmeleri gerektiğini öğütleyen Musa Bey kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Müdür Yardımcımız Faruk Tekeli’nin hediye takdimiyle söyleşi sona erdi.